Bidly
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Fıkh-ı ekberden parçalar

Aşağa gitmek

Fıkh-ı ekberden parçalar Empty Fıkh-ı ekberden parçalar

Mesaj tarafından By_Çeri 22.08.08 5:09

Fıkh-ı ekberden parçalar


İmam-ı azam hazretlerinin Fıkh-ı ekber kitabının bazı bölümleri şöyledir:
İman
Allah�a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öldükten sonra
dirilmeye, kadere, hayrın ve şerrin Allah�tan olduğuna, hesap, mizan,
Cennet ve Cehenneme inanmak ve hepsini hak bilmektir.

Allah,
birdir, doğmamış ve doğurmamıştır. Ona hiçbir şey denk değildir. O
yarattıklarından hiçbirine benzemez, isimleri, zati ve fiili sıfatıyla
hep var olmuş ve var olacaktır. Onun İsim ve sıfatlarından hiçbiri
sonradan olma değildir, hepsi ezelidir. O ilmiyle daima bilir,
kudretiyle daima kadirdir. Kelam ile konuşur, yaratması ile daima
halıktır, fiili ile daima faildir. Yapılan şey mahluktur. Allah�ın
fiili ise mahluk değildir. [Fiil; iş, fail ise iş yapan demektir. Kadir, her şeye gücü yetendir.]

Tevhid
in aslı, Amentü�ye
inanmaktır. Kur�anda zikredilen el, yüz ve nefs gibi şeyler,
keyfiyetsiz sıfatlardır. Onun eli, kudreti veya nimetidir denilemez.
Çünkü bu takdirde sıfat iptal edilmiş olur. [Bozuk fırkalar, bizzat el
yüz gibi diyerek insana benzettikleri için, bu sıfatları aynen kabul
ederek tevil etmenin caiz olduğunu imam-ı Gazali hazretleri bildiriyor.]

Allahü teâlâ ahirette Cennette görülecektir.
Allahü teâlânın, isim ve sıfatlarının hepsi de azamet ve fazilette eşittir, aralarında farklılık yoktur.

Onun
sıfatlarının hepsi, mahlukların sıfatlarından başkadır. O işitir, fakat
bizim işittiğimiz gibi değil. O kadirdir, fakat bizim gücümüzün yettiği
gibi değil. Biz uzuvlar ve harflerle konuşuruz. Oysaki Allah, uzuvsuz
ve harfsiz konuşur. Harfler mahluktur, fakat Allah�ın kelamı mahluk
değildir.

Kur�an-ı kerim mahluk [yaratık] değildir, orada
Peygamberlerden, kâfirlerden, mesela Firavun ve İblisten naklen verilen
haberlerin hepsi Allah kelamıdır. Allah�ın kelamı mahluk değildir.

Allahü teâlâ, Âdem
aleyhisselamın neslini, sulbünden insan şeklinde çıkarmış, onlara akıl
vermiş, hitap etmiş, imanı emredip, küfrü yasaklamıştır. Onlar da onun
Rab olduğunu ikrar etmişlerdir. Bu, onların imanıdır. İşte onlar bu
fıtrat üzerine doğarlar. Bundan sonra küfre sapan, bu fıtratı
değiştirip bozmuş olur. İman ve tasdik eden de fıtratında sebat ve
devam göstermiş olur.

Peygamberlerin hepsi de küçük, büyük günah
ve çirkin hallerden beridir. Fakat onların sürçme ve hataları vaki
olmuştur. [Buna zelle denir. Zelle, doğrular içinde en doğruyu
bulamamak demektir.]

Peygamberlerin mucizeleri ve velilerin kerametleri haktır.

Peygamberlerin şefaati haktır. Peygamber efendimizin şefaati büyük günah işleyenleredir.

Kıyamet
günü amellerin mizanla tartılması ve Peygamber efendimizin havzı
haktır. Kıyamette, hasımlar arasında hesaplaşma olması haktır.
Cennet ve Cehennem şimdi vardır, ebediyen de yok olmayacaktır.
Eshab-ı
kiramın hepsini ancak hayırla anarız. Peygamberlerden sonra insanların
en faziletlisi, Hazret-i Ebu Bekir, sonra diğer üç halifedir. [Fazilet
sırası, halifelik sıralarına göredir.]

İman, iman edilmesi
gereken şeyler yönünden artmaz ve eksilmez, fakat yakîn ve tasdik
yönünden artar ve eksilir. Müminler, iman ve tevhid hususunda
birbirlerine eşittir. Fakat amel itibariyle birbirlerinden farklıdır.

[İman;
dil ile ikrar kalb ile tasdiktir. İman artmaz ve eksilmez. Ancak
parlaklığında, kuvvetinde çoğalma olur. Amel, imandan parça değildir.
Günah işleyene kâfir denmez. İman herkese lazım iken, her amel herkese
lazım değildir. Mesela nisaba ulaşmayan fakir zekat vermez. Hayz ve
nifas halinde namaz kılınmaz. Fakat fakire ve böyle kadına iman lazım
değildir denemez.]

Allahü teâlâ, dilediğini bir lütuf olarak hidayete ulaştırır. Dilediğini de adaletinin gereği olarak sapıklığa düşürür.

Mirac
haberi haktır. Deccal�ın, Yecüc ve Mecüc�ün ortaya çıkması, güneşin batıdan doğması, Hazret-i İsa�nın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametlerinin hepsi de haktır.

Kabir suali kabirde ruhun cesede iadesi ve kâfirler ile günahkâr müminler için kabir azabı haktır.

Mestler
üzerine meshetmek varid olan hadise göre caiz olup; mukim için bir gün
bir gece, yolcu için üç gün üç gecedir. Hadis, mütevatire yakın olduğu
için inkâr edenin küfründen korkulur.

Kişinin nasıl ibadet edeceğini öğrenmesi birçok ilimden daha efdaldir.

Ehl-i
kıbleden olanı tekfir etmemek [namaz kılana kâfir dememek], kimseyi
imandan uzaklaştırmamak, marufu [iyilikleri] emredip, münkerden
[kötülüklerden] sakındırmak, senin için takdir olunanın mutlaka sana
ulaşacağını bilmek, Eshab-ı kiramdan hiçbiri ile alakayı kesmemek,
hepsini de sevmek gerekir.

Günahkâr Müslümana kâfir denmez.
Günahlar, mümine zarar vermez de demeyiz. Küfür hariç, büyük ve küçük
günah işleyen, fakat tevbe etmeden mümin olarak ölen kimsenin durumu
Allah�ın dilemesine bağlıdır. Dilerse ona Cehennemde azap eder, dilerse
affeder, hiç azaba uğratmaz.

İmam-ı a'zam
hazretleri, âlimlerle otururken biri gelip, (Bir mümin, babasını öldürse, sonra şarap içerek sarhoş olsa ve zina etse imanı gider mi?)
dedi. Bunu işiten âlimlerin hepsi bu suali sorana kızarak, (Bunu
sormaya ne lüzum var? Elbette imanı gider, kâfir olur) dediler. İmam-ı a'zam hazretleri, (O kimse, çok büyük günahlar işlemişse de, yine mümindir. Günah işlemekle iman gitmez) buyurdu.

İnanılması gereken diğer şeylerden mezhebimizde olanlardan bazıları da şöyledir:
Allah, kulun güç yetiremeyeceği şeyleri onlara emretmez.

Şeytan, müminden imanı zorla alamaz. Fakat kul imanı terk ederse şeytan da onun imanını alır.

Kâfir olarak ölen asla affa uğramaz, sonsuz olarak Cehennemde kalır.

Peygamberlerin ilki Adem aleyhisselam, sonuncusu Muhammed aleyhisselamdır.

Kul kendisinden emir ve yasakların kalkacağı bir duruma ulaşamaz. Herkes, gücü yettiği ölçüde ibadet etmekle yükümlüdür.

Öldürülen de, intihar eden de eceliyle ölmüştür. Ecelsiz ölüm olmaz.
Ölüler için dua edilince ve onlar için sadaka verilince ölüler fayda görür.
Evliya, peygamber derecesine ulaşamaz.
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Fıkh-ı ekberden parçalar Left_bar_bleue100/100Fıkh-ı ekberden parçalar Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz