Bidly
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Peygamberler en büyük rehberlerdir

Aşağa gitmek

Peygamberler en büyük rehberlerdir Empty Peygamberler en büyük rehberlerdir

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:33

Peygamberler en büyük rehberlerdir
Sual: İnsan, kendi başına doğru yolu bulabilir ve Allah�ı tanıyabilir mi?
CEVAP
Tarihi
inceleyecek olursak, insanların, önlerinde Allahü teâlânın gönderdiği
bir rehber olmadan kendi başlarına gittiklerinde, hep yanlış yollara
saptıklarını görürüz. İnsan, kendisini yaratan büyük kudret sahibinin
var olduğunu, aklı sayesinde anladı. Fakat ona giden yolu bulamadı.

Peygamberleri
işitmeyenler, yaratıcıyı önce etraflarında aradı. Kendilerine en büyük
faydası olan güneşi, yaratıcı sandılar ve ona tapmaya başladılar.
Sonra, büyük tabiat güçlerini, fırtınayı, ateşi, kabaran denizi,
yanardağları ve benzerlerini gördükçe bunları yaratıcının yardımcıları
zannettiler. Herbiri için bir suret, alamet yapmaya kalktılar. Bundan
da putlar doğdu. Böylece, çeşitli putlar zuhur etti. Bunların
gazabından korktular ve onlara kurbanlar kestiler. Hatta, insanları
bile bu putlara kurban ettiler. Her yeni hadise karşısında, putların
miktarı da arttı. İslamiyet zuhur ettiği zaman Kâbe-i muazzamada 360
put vardı.

Kısacası insan, bir, ezeli ve ebedi olan Allahü
teâlâyı kendi başına bir türlü tanıyamadı. Bugün bile güneşe ve ateşe
tapanlar vardır. Bunlara şaşmamalıdır! Çünkü, rehbersiz, karanlıkta
doğru yol bulunamaz. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Biz, Peygamber göndererek bildirmeden önce azap yapıcı değiliz.) [İsra 15]

Allahü
teâlâ, kullarına verdiği akıl ve düşünme kuvvetinin nasıl
kullanılacağını onlara öğretmek ve kendi birliğini onlara tanıtmak ve
iyi işleri fena, zararlı işlerden ayırmak için, dünyaya Peygamberler
gönderdi. Peygamberler beşeri sıfatlarda bizim gibi insandır. Onlar da
yer, içer, uyur ve yorulur. Diğer insanlardan farkları, zeka ve
muhakeme kuvvetlerinin çok üstün olması, tertemiz ahlaklı ve Allahü
teâlânın emirlerini bize tebliğ edecek bir güçte bulunmalarıdır.
Peygamberler en büyük rehberlerdir.

Nimetlerin ihsanların en büyüğü
Sual:
Allah�ın en büyük ihsanı hangisidir?
CEVAP
Allahü
teâlânın, insanlara olan nimetlerinin, ihsanlarının en büyüğü,
Peygamberler göndermesidir. Peygamberler göndererek, razı olduğu ve
razı olmadığı şeyleri bildirmiştir. Peygamberler, fen bilgilerini
öğretmediler. (Bunları akıl ile araştırınız, bulunuz, faydalı işlerde kullanınız) dediler.
Kendileri de, kendi zamanlarında bilinen fen vasıtalarını yaptılar ve
kullandılar. Daha fazlasını ve yenilerini yapmakla uğraşmadılar.
Bunları yapmayı başkalarına bıraktılar. Kendileri, Allahü teâlânın
bildirdiği dini yaymaya, öğretmeye uğraştılar.

Eshab-ı kiram, bir gün Peygamber efendimize sordu:
-
Yemen�e gidenlerimiz, orada hurma ağaçlarını, başka türlü
aşıladıklarını ve daha iyi hurma aldıklarını gördük. Biz Medine�deki
ağaçlarımızı babalarımızdan gördüğümüz gibi mi aşılayalım, yoksa,
Yemen�de gördüğümüz gibi aşılayıp da, daha iyi ve daha bol mu elde
edelim?
Resulullah efendimiz, bunlara şöyle diyebilirdi:
(Biraz
bekleyin! Cebrail aleyhisselam gelince, ona sorar, anlar, size
bildiririm) veya, (Biraz düşüneyim. Allahü teâlâ, kalbime doğrusunu
bildirir. Ben de, size söylerim.)
Fakat böyle demedi ve şöyle buyurdu:
-
Tecrübe edin! Bir kısım ağaçları, babalarınızın usulü ile, başka
ağaçları da, Yemen�de öğrendiğiniz usul ile aşılayın! Hangisi daha iyi
hurma verirse, her zaman o usul ile yapın!

Yani fennin esası
olan tecrübeye güvenmeyi emir buyurdu. Kendisi meleklerden anlar veya
mübarek kalbine elbette doğar idi. Fakat, dünyanın her tarafında,
kıyamete kadar gelecek Müslümanların, tecrübeye, fenne güvenmelerini
işaret buyurdu.

Eğer Peygamberler gönderilmeseydi, akıl,
Allah�ın varlığını anlayamaz, Onun büyüklüğünü kavrayamazdı. Nitekim,
kendilerini akıllı sanan eski Yunan filozofları, Allahü teâlânın
varlığını anlayamadılar, Yaratanı inkâr ettiler. Nemrut ve Firavun gibi
birçok kimse de, ilahlık iddiasında bulunmuştu. Demek ki, insanların
kısa akılları, bu en büyük nimeti anlayamıyor, Peygamberler
bildirmedikçe, sadece akılları ile bu sonsuz saadete kavuşamıyor.

İslamiyet�te
aklın ermediği şeyler çoktur. Fakat, akla uymayan bir şey yoktur.
Ahiret bilgileri ve Allahü teâlânın beğenip beğenmediği şeyler ve Ona
ibadet şekilleri, eğer aklın çerçevesi içinde olsalardı ve akıl ile
doğru olarak, bilinebilselerdi, binlerce Peygamberin
gönderilmesine gerek kalmazdı. İnsanlar, dünya ve ahiret saadetini
kendileri görebilir, bulabilirdi ve Allahü teâlâ, hâşâ Peygamberleri
boş yere ve lüzumsuz göndermiş olurdu. Hiçbir akıl, ahiret bilgilerini
bulamıyacağı, çözemiyeceği içindir ki, Allahü teâlâ, her asırda
dünyanın her tarafına, Peygamber göndermiş ve en son ve kıyamete kadar
değiştirmemek üzere ve bütün dünyaya, Peygamber olarak, Muhammed
aleyhisselamı göndermiştir.

Bütün Peygamberler, akıl ile
bulunacak dünya işlerine dokunmayıp, yalnız bunları araştırmak, bulup
faydalanmak için çalışmayı emir ve teşvik buyurmuş, kendileri dünya
işlerinden her birinin, insanları ebedi saadete ve felakete nasıl
sürükleyebileceklerini anlatmış ve Allahü teâlânın beğendiği ve
beğenmediği şeyleri açık olarak bildirmişlerdir.

Peygamber gönderilmeseydi
Sual:
Peygamberler olmasaydı insan, Allah�a nasıl ibadet edileceğini, nasıl şükredeceğini bilebilir miydi?
CEVAP
İnsanları
var eden ve varlıkta kalabilmeleri için gereken her nimeti gönderen,
Allahü teâlâdır. İyilik edene şükretmek gerektiğini herkes bilir.
Allahü teâlânın nimetlerine nasıl şükredileceğini bilmek için de, yine
Peygamberler "aleyhimüssalevatü vetteslimat" gerekir. Onların
bildirmediği şükür ve saygı, Ona layık olmaz. Ona nasıl şükür
olunacağını, insan bilemez. Ona karşı saygısızlık olan bir şeyi,
şükretmek ve saygı sanabilir. Şükredeyim derken, saygısızlık yapabilir.
Allahü teâlâya nasıl şükredileceği, ancak Peygamberlerin bildirmeleri
ile anlaşılır.

Evliyanın kalblerine doğan (İlham)denilen
bilgiler de, Peygamberlere uymakla hasıl olmaktadır. İlham, akıl ile
hasıl olsaydı, yalnız akıllarına uyan eski Yunan felsefecileri yoldan
sapmazlardı. Allahü teâlâyı herkesten iyi anlarlardı. Halbuki, Allahü
teâlânın ve Onun üstün sıfatlarının varlığını anlamakta, insanların en
cahilleri, bu felsefecilerdir. Bunlardan birkaçı, Peygamberlerden
işiterek ve mümin olan tasavvufculardan görerek, riyazet ve mücahede
yapmış, nefslerine sıkıntı vererek onu parlatmışlar, böylece birkaç şey
bulabilmişler ise de nefsin safasının, parlatılmasının ve bu yoldan ele
geçenlerin sapıklık olduğunu anlayamamışlardır.

Kalbi parlatmak,
temizlemek gerekir. Kalb temizlendikten sonra, nefs temizlenmeye
başlar. Nurlar önce temiz kalbe girer. Kalb temizlenmeden nefsi
parlatmak, gece düşmanın yağma yapması için, ona ışık yakmaya benzer.
Nefsin yardım ettiği düşman, İblistir. Evet, açlıkla, nefsin
istediklerini yapmamakla, ona sıkıntı vermekle ve akıl ile aramakla da,
doğruya ve saadete kavuşulabilir. Fakat, bu ancak Peygamberlere ve
bunların Allahü teâlâdan getirdiklerine inandıktan sonra mümkün
olabilir. Çünkü Peygamberlerin her sözü, yanılmayan meleklerle
bildirilmiştir. Bu bilgilere, şeytan düşmanı karışamaz.

Bu büyüklere uymayanlar ise, şeytanın aldatmasından kurtulamazlar. Felsefecilerin büyüklerinden olan Eflatun, İsa aleyhisselamınzamanında
bulunmak şerefine kavuşmuştu. Fakat, kaba cahillik yaparak, kendisinin
kimseden bir şey öğrenmeye ihtiyacı olmadığını sandı. O yüce
Peygamberin "aleyhissalevatü vetteslimat" bereketlerinden mahrum kaldı.
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Peygamberler en büyük rehberlerdir Left_bar_bleue100/100Peygamberler en büyük rehberlerdir Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz