Bidly
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ölümle Huzurlanmak İçin

Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:52

Ölümü hatırlamanın fazileti


Sual: Ölümü hatırlamanın fazileti nedir? Ölüm nedir, ölümden korkmalı mıdır?
CEVAP
Her
müslüman, Cennet ve Cehenneme inanır. Cehennemden kurtulmak, Cennete
girmek isteyen akıllı kimsenin ölüme hazır beklemesi gerekir. Çünkü
Peygamber efendimiz, (Akıllı kimse, kendisini hesaba çekip ölüm için hazırlanan kimsedir)
buyuruyor. Bir şey için hazırlanmak, onu sık sık hatırlamakla olur.
Hatırlamak ise, hatırlatıcı şeylere bakmakla, onları yapmakla
mümkündür. Genel olarak bütün insanlar ölümden gafildir. Bir âyet-i
kerimede, (Hesap görme zamanı yaklaşmasına rağmen, insanlar gaflet içinde, bundan yüz çeviriyorlar) buyuruluyor. (Enbiya 1)

Dünyanın faydasız zevklerine aldanan, ölümden habersiz yaşar. Yanında ölümden bahsedilince, nefret eder. Peygamber efendimiz, (Kim ölümden nefret ederse, Allah da ondan nefret eder) buyuruyor. Allahü teâlâ da, (Kendisinden kaçtığınız ölüme mutlaka yakalanacaksınız) buyuruyor. (Cuma Cool
Günahlardan
kaçıp ibadetlerini yapan kimse, ölümü istemese, ölümden nefret etmiş
sayılmaz. Çünkü, o kusurlarını telafi peşindedir. Bir kimseye sevgilisi
hemen gel dese, o kimse de, yıkansa, tıraş olsa, yeni elbiseler
giymekle, sevgilisine hediyeler almakla meşgul olsa, geciktiği için
sevgilisine kavuşmaktan nefret etmiş sayılmaz. Yani ölümden
hoşlanmamasında mazurdur. Çünkü ölüm için hazırlık yapmaktadır.

Ebu
Süleyman Darani hazretleri, saliha bir hanıma, (Ölümü sever misin?)
dedi. O da (Hayır sevmem) dedi. Sebebini sorunca, (Birisine karşı bir
kabahat işlesem, onun yüzüne bakmaya utanırım. Onu görmek istemem. Bu
kadar günah içinde iken, günahlardan kurtulmadan, nasıl olur da Allahü
teâlânın huzuruna çıkmayı sevebilirim?) dedi.

Arifler ise, ölümü
devamlı hatırlar. Çünkü onlar ölüme her zaman hazırdır. Ayrıca onlar
bilir ki, ölüm sevgili ile buluşma zamanıdır. Ölüm, dostu dosta
kavuşturan bir köprüdür. Bu köprüden geçmeyen sevgiliye kavuşamaz.
Arifler bunun için ölümü severler.

Hazret-i Mevlana
da Azrail aleyhisselama, (Tez gel, haydi canımı çabuk al, beni Rabbime hemen kavuştur) demiştir.
Öyle ya, seven sevgilisi ile buluşacağı günü hiç hatırından çıkarır mı,
o günün bir an gelmesini şiddetli şekilde arzu etmez mi? Hatta ölümün
gecikmesine canı sıkılır. Bir an önce ona kavuşmaya can atar.

Hazret-i Huzeyfe
ölüm döşeğinde iken, (Dost
ani bir baskınla geldi, pişmanlık fayda vermez. Ya Rabbi, yaşamak
hakkımda hayırlı ise yaşamamı nasip eyle, ölüm, hakkımda hayırlı ise,
ölüm yolunu bana kolaylaştır)
diye dua etmiştir. Müslümanlar da böyle dua etmelidir.

Her
zaman, iyi ve kötü hallerde de ölümü hatırlamanın fazileti çoktur.
Çünkü dünyanın faydasız zevklerine sımsıkı sarılan kimse bile, ölümü
ana ana dünyanın kirli işlerinden uzaklaşmaya başlar. Zamanla dünyanın
külfeti, ona ağır gelir, zevklerinden hoşlanmaz. Böylece dünyanın
faydasız işlerinden soğutan her şey, bir kurtuluş sebebidir.

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ölümü anmak, günahlardan korur.) [İbni Ebiddünya]

(Ölümü anmak sadaka vermek gibi sevaptır.) [Deylemi]

(Ölümü çok hatırlayanın kalbi ihya olur, ölümü de kolaylaşır.)
[Deylemi]

(Ölümü çok anmak, insanı dünyadan çeker, günahlardan sıyırır.) [İbni Lâl]

(En
akıllınız, ölümü çok hatırlayan, ahiret için azık toplamakta acele
edendir. Ölümü çok hatırlayan dünya ve ahiret saadetine kavuşur.)
[Taberani]

(Lezzetleri
yok eden, ağız tadını bozan, ümitleri kıran ölümü çok anın! Ölümü
darlıkta düşünen rahatlar. Bollukta düşünen, lüzumsuz işten, israftan
kaçar kanaatkâr olur.)
[İ. Hibban]

(Allah�tan utanan,
ölümü düşünmeden yatmaz, haram lokma yemez, zinadan kaçar, dilini,
gözünü ve kulağını haramlardan sakınır, öldükten sonra çürüyeceğini
düşünür.)
[Taberani]

(Ölümü anmak, günahlardan korur ve dünyadan
[Allahü teâlânın rızasına mani olan her şeyden] alıkoyar.) [İbni Ebiddünya]

(Demir paslandığı gibi, kalbler de günahla paslanır. Kalblerin cilası ölümü çok hatırlamak ve Kur'an-ı kerim okumaktır.)
[Beyheki]
�Ölümü
çok anıp günahlardan kaçanın kabri, Cennet bahçesi olur. Ölümü unutup
günahlara dalan kimse kabri de Cehennem çukuru olur." (Süfyan-ı Sevri)

Bir zatı çok övdüler. Orada bulunan Resulullah efendimiz, (O kimse ölümü hatırlar mı?) buyurdu. (Ölümden söz ettiğini duymadık) dediler. (Ölümü anmayan değerli olmaz) buyurdu. (İ.Ebiddünya)
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:53

Kendini hesaba çekmek


Sual:
Peygamber efendimiz, (Ölmeden önce ölün, hesaba çekilmeden önce
kendinizi hesaba çekin) buyuruyor. Kendimizi hesaba nasıl çekeriz?
CEVAP
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kıyamet
günü terazi kurarız. O gün, hiç kimseye zulmedilmez. Herkesin, yaptığı
zerre kadar iyilik ve kötülüğü meydana çıkarıp, teraziye koyarız.
Herkesin hesabını yapmaya yetişiriz.)
[Enbiya 47]

Peygamber efendimiz de buyurdu ki:
(Akıllı
kimse, günü dörde ayırır, birincisinde, yaptıklarını ve yapacaklarını
hesap eder. İkincisinde, Allahü teâlâya münacat eder, yalvarır.
Üçüncüsünde, bir işte çalışıp, helal para kazanır. Dördüncüsünde,
istirahat eder ve mubahlarla kendini eğlendirir, haramlardan kaçar.)
[İ. Gazali]

İslam âlimlerinin en büyüklerinden imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Peygamberlerin
gönderilmesi, İslamiyet�in emirleri yasakları, hep, nefsi kırmak, ezmek
içindir. Onun taşkınca isteklerini önlemek içindir.

İslamiyet�e uyuldukça, nefsin istekleri azalır. Bunun içindir ki, İslamiyet�e uymak, nefsin isteklerini yok eder.

Nefsin zararını önlemek için, iki cihad yolu vardır:
1-
Ona uymamak, onun arzularını yapmamaktır. Buna, riyazet çekmek denir.
Riyazet vera ve takva ile olur. Takva, haramlardan sakınmak, Vera
haramlarla birlikte, mubahları ihtiyaçtan fazla kullanmaktan da
sakınmaktır.

2-
Nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Buna, mücahede denir. Bütün ibadetler mücahededir.
Bu iki cihad, nefsi terbiye eder. İnsanı olgunlaştırır. Ruhu kuvvetlendirir. Salihlerin yoluna kavuşturur.
Allahü
teâlâ, kullarının ibadetlerine muhtaç değildir, onların günah işlemesi
Ona hiç zarar vermez. Nefsi terbiye için bunları emretmiştir.

İmam-ı Rabbani hazretleri yine buyuruyor ki:
Evliyanın
çoğu her gece, yatacağı zaman, o gün yapmış olduğu işlerini, sözlerini,
hareketlerini, hareketsizliklerini, düşüncelerini, her birinin niçin
olduğunu anlarlar. Kusurlarını ve günahlarını temizlemek için, tevbe ve
istiğfar ederler. Allahü teâlâya boyun bükerler, yalvarırlar.
İbadetlerini ve iyiliklerini de, Allahü teâlânın hatırlatması ile ve
kuvvet vermesi ile olduğunu bilirler. Bunun için, Hak teâlâya hamd ve
şükür ederler.

Muhyiddin-i Arabi hazretleri, kendini böyle
muhasebe edenlerden biri idi. (Ben kendimi hesaba çekmekte, Meşayıh-ı
kiramın hepsinden ileri gittim. Niyetlerimi, düşüncelerimi de hesaba
kattım) buyururdu.

Her gece yatarken yüz defa (Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber) okuyan kimse, yüz defa tesbih, tahmid ve tekbir söylemiş olur. Böylece, muhasebe yapmış, kendini hesaba çekmiş sayılır. [Tesbih sübhanallah, tahmid elhamdülillah, tekbir de Allahü ekber demektir.]
Tesbih söylemek, tevbenin anahtarıdır. İnsan bunu çok okumakla, kusurlarının, günahlarının affedilmesini istemiş olur.

Günah
işleyen bir kimse, bu emirlerin ve yasakların sahibinin azametini ve
kibriyasını düşünmüş olsaydı, Onun emirlerine karşı gelemezdi.
Günahları yapması, Onun emirlerine ve yasaklarına kıymet vermediğini
göstermektedir. Böyle şeyden, Allahü teâlâya sığınırız. Tenzih
kelimesini, [yani yukarıda yazılı olan tesbihi] çok okumakla, bu kusur
affolunur.

İstiğfar etmek, günahların örtülmesini istemektir.
Tenzih kelimesini okumak ise, günahların yok olmasını istemektir. O
nerede, bu nerede?

Sübhanallah
şaşılacak bir kelimedir. Söylemesi çok kısadır. Manaları ve faydaları ise pek çoktur.

Tahmid
[Elhamdülillah] kelimesini çok okumakla, Allahü teâlâya şükredilmiş olur. Onun verdiği nimetlerin şükrü yapılmış olur.

Tekbir

[Allahü ekber] kelimesi, Allahü teâlânın, kulların yaptığı şükürlerden
çok yüksek olduğunu, Ona yakışan şükür yapılamayacağını göstermektedir.
Çünkü, Ona yapılan istiğfarlar, af dilemekler için de, çok istiğfar
etmek gerekir.

Hak teâlâya yakışan hamd, ancak Onun tarafından yapılabilir. Bunun içindir ki kendisi, Saffat suresinin sonunda, (Sübhane Rabbike...)
buyurmuştur. Kendini hesaba çekmek isteyen, bu âyet-i kerimeyi çok
okumalıdır! Böylece istiğfar ve şükretmiş olur. İstiğfar ve
şükredemediğini de ve kusurlarını da bildirmiş olur. (Mektubat-ı Rabbani c.1, m.309)

Hesaba çekilme riski var
Ahirette
hesaba çekilen herkes sıkıntı görür. Onun için sorgusuz sualsiz Cennete
girmeye çalışmalı! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette hesaba çekilen, helak olmuştur.) [Buhari]

(Hesaba çekilen azap görmüş olur.) [Bezzar]

(Kıyamette herkes, şu dört suale cevap vermedikçe hesaptan kurtulamaz:
1- Ömrünü nasıl geçirdi?
2- İlmi ile nasıl amel etti?
3- Malını nereden, nasıl kazandı, nereye harcadı?
4- Bedenini nerede yordu?)
[Tirmizi]
Ancak
hesabı çok kolay geçenler de olacaktır. Mesela (Sen falanca mısın?)
diye sorulacak, sonra bekletmeden Cennete konacaktır. Mesela Hazret-i
Osman bunlardan biridir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Osman�ın şefaati ile Cehennemlik olan 70 bin kişi, sorgusuz sualsiz Cennete girer.) [İbni Asakir]

(Kıyamette hesaba çekilirken, üç defa "
Allah�tan alacağı olanlar, kalksın ve Cennete girsin" diye ses duyulur. Oradakiler, "Allah�tan alacaklı olan da olur mu ki?" derler. "İnsanları affedenlerdir" denir. Bunlar, kalkıp hemen sorgusuz sualsiz Cennete girerler.) [Taberani]

(Hacca giderken veya gelirken ölenin, bütün günahları affolur. O kimse, hesaba çekilmeden ve azap görmeden Cennete girer.)
[İsfehani]

(Sabırlı ve ihlaslı olanlar, hesaba çekilmeden Cennete girer.)
[Taberani]

(Kibri, hıyaneti ve kul borcu olmayan mümin, hesaba çekilmeden Cennete girer.) [İbni Hibban]

(Allahü teâlâ, namazlarını doğru olarak kılana, azap etmeden, sorgusuz sualsiz Cennete koyacağına söz vermiştir.)
[Hakim]

(Din
kardeşinin bir işini yapmak için gidenin, her adımında 70 günahı
affedilir ve ona 70 sevap verilir. Bu iş bitinceye kadar böyle devam
eder. İş yapılınca, bütün günahları affedilir. Bu işi yaparken ölürse,
sorgusuz sualsiz Cennete girer.)
[İ. Ebiddünya]

(Ümmetim
üç sınıftır. Bir kısmı sorgusuz sualsiz Cennete girer. Bir kısmı hafif
hesaba çekilerek girer. Bir kısmı da günahlardan temizlenerek girer.)
[Taberani]
Suda boğularak ölen şehitlerin kul borçları da affedilir. Hak sahipleri, bu şehitten haklarını istedikleri zaman, Allahü teâlâ, (Ondaki haklarınızı benden isteyin) buyuracak, hak sahiplerine alacaklarını fazla fazla verecektir. Şehit de, sorgusuz sualsiz Cennete girecektir.

Cennete
sorgusuz sualsiz giren fazilet sahiplerine, sizin ameliniz ne idi diye
sorulduğunda, (Dünyada bize yapılan hakarete ve zulme sabreder ve
bunları affederdik) derler.

Bazı kimseler de, sorgusuz sualsiz Cehenneme girer, yani hesapları zor olur. Mesela bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Şu altı kişi, [affa veya şefaate uğramazsa] sorgusuz sualsiz Cehenneme girer:
1- Zulmü yüzünden hükümdar,
2- Irkçılık yüzünden Arap,
3- Kibri yüzünden köy muhtarı,
4- Yalanı, hıyaneti yüzünden tüccar,
5- Hasedi yüzünden âlim,
6- Hasisliği yüzünden zengin.)
[Ebu Ya�la]
Salih
Müslüman olan, hesaba çekilmeden sorgusuz sualsiz Cennete girer, yani
hesapları kolay olur. O halde iyi bir Müslüman olmaya çalışmalıdır!

Ölmeden önce ölmek
Sual:
Ölmeden önce ölmek ne demektir?
CEVAP
(Dünyaya en az kim rağbet eder?) diye sual eden bir zata, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Kabri
ve kabirde çürüyüp toprak olacağını unutmayan, dünya ziynetini terk
eden, ecri baki olan ahireti, fani dünyaya tercih eden, bugünün işini
yarına bırakmayan, kendini ölmüş sayan, ölmeden önce ölen kimsedir.)
[İbni Ebiddünya]

Demek ki, ölmeden önce ölmek, öldükten sonra başına gelecekleri düşünerek, dinin emri ve yasaklarına riayet etmektir.

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Eğer Cennet ve Cehennemi görseydiniz, az güler çok ağlardınız.) [Müslim]

(Gülerek günah işleyen, ağlayarak Cehenneme gider.) [Ebu Nuaym]
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:53

Herkes hesaba hazırlanmalıdır
Sual: Ahirette mükafat da cezada büyük olduğu için, imtihan da çok büyük olacak değil mi?
CEVAP
Cennet,
müminler için ebedi mükafat yeri, Cehennem de, kâfirler için ebedi ceza
yeridir. Cennet, hatıra, hayale gelmeyen nimetlerle doludur. Cehennem
de, akıl almayacak azaplarla doludur. Mükafat ve azaplar bir hâl
işidir. Yaşanmadıkça anlatılamaz. Mükafat ve ceza büyük olduğu için
sorgu-sual işi de büyük olacaktır. Allahü teâlâ, (Salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hatta hatıra gelmeyen, hayal edilemeyen nimetler hazırladım) buyuruyor. (Müslim)

Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:
(Artık onlar için yaptıklarına mükafat olarak göz aydınlatıcı ne nimetler saklandığını [hazırlandığı] hiç kimse [Hatta melekler ve peygamberlerbile] bilemez.) [Secde 17 Beydavi]
Cehennem
azabının şiddeti de çeşitli âyet-i kerimelerle bildirilmiştir. Böyle
büyük mükafat ve büyük ceza için elbette büyük imtihan olacak ve ince
şeyler sorulacaktır.

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Zerre kadar hayır yapan sevabını, zerre kadar şer yapan da cezasını görecektir.) [Zilzal 7,8]
Ahirette
hiç kimseye zulmedilmez. Haksızlık yapılmaz ama, mükafat verilirken de
bol bol ihsan edilecektir. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Şüphesiz
Allah, zerre kadar haksızlık etmez. Zerre kadar bir iyiliğin sevabını
da kat kat artırır, kendinden de büyük mükafat verir.)
[Nisa 40]

İlkokul
imtihanı ile üniversite imtihanı aynı olmadığı gibi, her fakültenin
imtihanı da farklıdır. Çöpçülük imtihanında da fizikten, cebirden
sorulmaz. Kuyumculardaki küçük terazilerde küçük ağırlıklar tartılır.
Ona niçin beş on kiloyu tartmadın diye sorulmaz. Kırk elli tonluk büyük
basküllere, kantarlara da niye beş-on gramı tartmadın diye sorulmaz.
Herkes gücüne göre imtihana tâbi tutulur. Herkese ne nimet verilmişse,
onun hesabı sorulur. A�maya göz nimetinden sorulmaz. Dilsize dilden
sorulmaz. Başbakanın mesuliyeti ile odacınınki farklıdır. Âlim ile
cahilinki de farklıdır. Dağda, ormanda veya demirperde gerisinde
yaşayıp da Müslümanlığı duymayanlar, hesaba çekilmeyecektir. Âyet-i
kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Kendilerine peygamber gönderilenlere ve gönderilen peygamberlere de elbette hesap soracağız.) [Araf 6] [İnsanlara Peygamberlere tâbi olup olmadıkları, Peygamberlere de tebliğ vazifesini ne derece yaptıkları sorulacaktır. (Beydavi)]

Bir millete Peygamber gönderilmemişse, yahut bir millet Peygamberi duymamışsa cezalandırılmayacaktır. Kur'an-ı kerimde mealen, (Biz, peygamber göndererek bildirmeden önce azap yapıcı değiliz) buyuruluyor. (İsra 15)

Peygamber gönderilenlere, Müslümanlığı duyanlara mutlaka hesap sorulacaktır. Kur'an-ı kerimde mealen, (Rabbin hakkı için, onların hepsine yaptıklarının hesabını elbette soracağız) buyuruluyor. (Hicr 92-3)

Her
insanda bulunan kiramen katibin melekleri, insanların yaptığı bütün
işlerin resmini çekmekte, her anını filme almaktadır. İnsanların
yapacağı işleri Allahü teâlâ ezelde bildiği için levh-i mahfuza da
kaydetmiştir. En ufak bir yanlışlık ve haksızlık olmayacaktır. Âyet-i
kerimede mealen, (Hiç kimseyi gücünün yettiğinden fazlası ile
yükümlü kılmayız. Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır. Hiç kimse
haksızlığa uğratılmaz)
buyuruluyor. (Müminun 62)

Milyarlarca insanın hesabı çok kısa bir zamanda yapılacaktır. Kur'an-ı kerimde "Vallahü seriulhisab" ifadeleri geçmektedir. (Allah, hesabı çok çabuk görür) demektir.
Herkes hesaba hazırlanmalıdır!

Neyi bekliyorsunuz?
Sual:
Ölen bir Müslüman, dünyaya gelse ne yapar?
CEVAP
Mübarek bir zat, bir Müslümana ait kabrin önünde durup, talebelerine sorar:
�Bu kabirdeki kişi, tekrar dünyaya gelse sizce ne ile uğraşır, ne yapar?

Talebenin birisi der ki:
�Elbette sürekli namaz kılar.

Diğer bir talebe de der ki:
�Devamlı oruç tutar.

Bir diğeri de der ki:
�Cihat eder, emri maruf yapar.

Velhasıl talebeler faydalı bütün işleri sayarlar. O zat buyurur ki:
�Bu
mezarda yatan kişinin dünyaya tekrar gelip gelemeyeceği şüphelidir. Ama
sizin oraya gideceğiniz kesindir; yani siz de onun gibi öleceksiniz. O
halde neden şimdi bu söylediklerinizi yapmıyorsunuz? Neyi
bekliyorsunuz? Onun kaybettiği fırsatı, siz bir ganimet bilmelisiniz
yarına bırakmadan bu faydalı işlerle uğraşmalısınız
.
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:54

Kalbi karartan işler
Sual: Kalb ve yürek aynı şeyler midir? Kalbi temizlemek için ne yapmak lazımdır?
CEVAP
Kalb,
göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir. Buna, yürek denir.
Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir.
Görülmez. Ampulde bulunan elektrik cereyanı gibidir. Buna, kalb veya
gönül diyoruz. Gönül, insanlarda bulunur. Hayvanlarda bulunmaz.

Bedendeki
bütün organlar, kalbin emrindedir. His uzuvlarımızın duydukları bütün
bilgiler kalbde toplanır. İnsanın, inanmak, sevmek, korkmak,
kalbindedir. İman eden ve kâfir olan kalbdir. Güzel, iyi ahlakın ve
kötü huyların yeri kalbdir.

Kalbi temizlemek için riyazet ve mücahede gerekir.
Riyazet, nefsin arzularını yapmamaktır. Nefsimiz, dinimizin yasakladığı haramları, mekruhları arzu eder. Bunlardan kaçmak gerekir.

Mücahede
,
nefsin istemediği şeyleri yapmak demektir. Nefsimiz, iyilik ve ibadet
yapmak istemez. İyilik ve ibadet ederek kalbi temizlemelidir!

Allahü
teâlâ, dinleri, Peygamberleri, kalbi temizlemek için gönderdi. Kalbi
temiz olan, dinimizin emirlerine uyar, yasak ettiklerinden kaçar.

Günah
işleyenlerin kalbi temiz olmaz. Günah kalbi karartır. Namaz kılmamak en
büyük günahlardan biridir. Namaz kılmayanın, içki içenin kalbi çok
kararmış demektir.

Müminlerin kalbi temizdir. Fasıkların kalbi
kirlidir, karadır. Kâfirlerin kalbi ise kapkaradır. Hadis-i şeriflerde
buyuruluyor ki:
(Müminin temiz kalbinde parlayan bir ışık vardır. Kâfirin kalbi simsiyahtır.) [Taberani]

(Günah
işleyenin kalbinde siyah bir nokta hasıl olur. Eğer tevbe ederse, o
leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve
kalbini kaplar, kalb kapkara olur.)
[Harâiti]

(Günaha devam edenin zamanla kalbi mühürlenir, o artık sevap işleyemez olur.)
[Bezzar]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü
teâlânın emirlerini yapmamak kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk
olması, dine tam inanmamaktır. İmanın alameti, dinin emirlerini seve
seve yapmaktır.

Kalb, sevgi yeridir. Sevgi bulunmayan kalb
ölmüş demektir. Kalbde, ya dünya sevgisi veya Allah sevgisi bulunur.
Allahü teâlâyı anarak, ibadet yaparak, kalbden dünya sevgisi
çıkarılınca, kalb temiz olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi,
kendiliğinden dolar.

Günah işleyince, kalb kararır,
hastalanır, dünya sevgisi yerleşir ve Allah sevgisi gider. Kalbin bu
hâli, bir şişeye benzer. Su doldurunca, havası çıkar. Suyu boşaltınca,
hava kendiliğinden dolar. Bir bardaktaki hava çıkmadıkça içine su
girmez. İçine su koyunca da, bu suyu çıkarmadan başka şey koyulmaz.
Kalb de bardak gibidir. Kalbi Allah sevgisiyle doldurmak için, başka
her şeyi, her sevgiyi kalbden temizlemek gerekir.

Her hastalık
zıddı ile tedavi edilir. Günah sebebi ile kararan kalb, iyilik nuru ile
temizlenir. Geçim ihtiyacından dolayı gelen her sıkıntı, müslümanın
kalbini dünyadan soğutur ve nefret ettirir. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
(Öyle günahlar vardır ki, onları ancak geçim hususunda çekilen sıkıntılar yok eder.) [Hatib]

O halde, helal kazanmak için geçim için sıkıntılara katlanmak nimet olur.

Kararan kalbi temizlemek
Kalbi temiz olan hep iyi işler yapar, kalbi bozuk olan da, kötü işler yapar. Hadis-i şerifte, (Kalb bozuk olunca, bedenin işleri de hep bozuk olur) buyuruldu. O halde kalbi karartmaktan sakınmalıdır.

Zünnun-i Mısri hazretleri buyurdu ki: Kalbin kararmasının dört alameti vardır:
1- İbadetin tadını duymaz.
2-
Allah korkusu hatırına gelmez.
3- Gördüklerinden ibret almaz.
4- Okuduklarını, öğrendiklerini anlayıp kavrayamaz.

Namaz kılmayan ve günah işleyen kimsenin kalbi kararır, hasta olur.Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çok gülmek kalbi öldürür.) [Tirmizi]

(Üç şey kalbe kasvet verir: Yemeği, uykuyu ve rahatı sevmek.) [Deylemi]

(Çok yiyip içmekle kalbinizi öldürmeyin!) [İ.Gazali]

(Haram karıştırmadan, kırk gün helal yiyenin kalbi nurla dolar. Kalbine nehir gibi hikmet akar. Dünya sevgisi kalbinden çıkar.)
[Ebu Nuaym]

Muhammed Parisa hazretleri buyuruyor ki:
İnsanı
Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşturan yol kalbdir. İnsanı
Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylerin en zararlısı dünya sevgisinin
kalbi karartmasıdır. Kalbi kararan dünyayı [faydasız şeyleri] sever.
Dünya sevgisi, kötü arkadaşlardan ve lüzumsuz ve zararlı şeyler
seyretmekten hasıl olur. Faydasız kitap, [roman, hikaye, gazete, dergi]
okumak, lüzumsuz şeyler konuşmak, bu sevgiyi arttırır. Kadınlara
bakmak, kadın resimleri [resimli dergi, filmler, tv] seyretmek, şarkı,
çalgı dinlemek, bu sevgiyi kalbde yerleştirir. Bunların hepsi, insanı
Allahü teâlâdan uzaklaştırır.

Malı, makamı ve Allah�tan
gayrisini sevmek ve günah işlemek, kalbi temizlemeye engeldir. Kalbin
temizlenmesi, İslamiyet�e uymakla olur. Namaz kılmak, kalbi temizler.
Kur�an-ı kerim okumak ve ölümü çok hatırlamak günah işleyince, hemen
tevbe ve istiğfar etmek ve oruç tutmak kalbi temizler. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Paslanan her şeyin bir cilası vardır. Kalbin cilası "Estağfirullah" demektir.) [Deylemi]

(Her ay 3 gün oruç tutanın kalbinin pası temizlenir.) [Nesâi]

(Kalb,
ekin; yemek ise yağmur gibidir. Fazla su ekini kuruttuğu gibi, fazla
yemek de kalbi öldürür. Kalbini az gülüp, az yemekle ihya et, açlıkla
temizle ki yumuşayıp parlasın!)
[İ.Gazali]

(Rutubette
demirin paslandığı gibi, günah kiri kalbi paslandırır. Kalbin cilası
ölümü çok hatırlamak ve Kur'an-ı kerim okumaktır.)
[Beyheki]

O halde kalbi temizlemek için günahlardan kaçarak dinimizin emirlerine uymamız gerekiyor.
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:54

Hediyelerin hazırsa!..
Bir kimse, Peygamber efendimize gelerek dedi ki:
-İzin ver yâ Resulallah, ölümümü temenni edeyim.
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
-Ölüm öyle bir şeydir ki onun için hazırlıklı ol! Yol uzun, azık ister. Ölümü temenni edenin on hediye hazırlaması lazım.

O kimse sordu:
- Hediyeler kime yâ Resulallah?

Peygamber efendimiz buyurdu:
1- Azrail'in hediyesi
2- Kabrin hediyesi
3- Münker ve Nekir'in hediyesi
4- Mizanın hediyesi
5- Sırat köprüsünün hediyesi
6- Malik'in hediyesi
7- Rıdvan'ın hediyesi
8- Ruhun hediyesi
9- Peygamberinin hediyesi
10- Rabbinin hediyesi.

- Bu hediyeler nelerdir, ya Resulallah?

Azrâil'in hediyeleri dörttür:
1- İyi huylu olmak
2- Geçirdiğin ibadetleri kaza etmek
3- Ölüme hazırlanmak, sefere çıkacak yolcu gibi
4- Kalbinde Allah aşkını taşımak.

Kabrin hediyeleri de dörttür:
1- Söz taşımayı terk
2- Elbiseye idrar sıçratmamak
3- Kur'an-ı kerimi okumak
4- Salevât-ı şerifeyi çok okumak.

Münker ve Nekir'in hediyeleri:
1- Doğru konuşmak
2- Gıybeti terk etmek
3- Hakkı kabul etmek
4- Tevazu sahibi olmak.

Mizanın hediyesi:
1- Amelini ihlâs ile yapmak
2- Başkasına eza yapmaktan sakınmak
3- Güzel ahlak sahibi olmak
4- Allah�ı çok zikretmek.

Sırat Köprüsü'nün hediyesi:
1- Gadabını yutmak, kızmamak
2- Takva sahibi olmak
3- Cemaate devam etmek
4- İbadetlere ara vermeden devam etmek.

Malik'in hediyeleri:
1- Allah korkusundan ağlamak
2- Gizli sadaka vermek
3- İsyanı terk etmek
4- Anne ve babaya iyilik etmek.

Cennet meleği Rıdvan'ın hediyesi:
1- Kötülüklerden kaçınmak
2- Nimetlere şükretmek
3- Malını Allah yolunda infak etmek
4- Emaneti muhafaza etmek.

Ruhun hediyesi:
1- Az yemek
2- Az konuşmak
3- Az uyumak
4- İstiğfara devam etmek.

Peygamberin hediyesi:
1- Ehl-i beyti sevmek
2- Sünnete uymak
3- Peygamberin sevdiklerini sevmek
4- Sahabe-i kiramı sevmek.

Allahü zülcelalin hediyeleri:
1- Allah'ın emirlerini yapmak
2- Nehyettiği, yasak ettiği şeylerden kaçınmak
3- İnsanlara nasihat etmek
4- Bütün mahlukata karşı merhametli olmak.

Bunlara hazırsan ölümü temenni edebilirsin.
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:54

İpek böceği gibi olmamalı


Sual: Uzun emelin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Peygamber efendimiz, üç tane çubuk aldı. Birini önüne, birini de yanına dikti. Diğerini de uzaklara attı. Sonra, (Bu
çubuk insan, yanındaki de eceli, uzaktaki ise emelidir. İnsan
emellerinin peşinde koşar; fakat eceli onu yakalar, emeline ulaşamaz)
buyurdu.

Ölüm
korkunç olduğu halde, insanların ölümden habersiz gibi yaşamaları,
ölümü az düşündüklerindendir. Hatta dünya zevkleri ile meşgul olan kalb
ile düşününce etkisi az olur veya hiç olmaz. Korkunç olan ölümün kolay
geçmesi için, ölümü hatırdan hiç çıkarmamak gerekir. Bunun için de,
kendi arkadaşlarından kendinden önce ölüp, çoluk çocuklarını,
mallarını, dostlarını bırakarak toprak altına girenleri düşünmelidir.
Makam sahibi olanların etki ve yetkilerinin kalmadığı, toprağın onları
nasıl çürüttüğü, düşünülmelidir. Hayatta iken neler yapıyor, nasıl
konuşuyorlardı. Yapılacak birçok işi vardı. Ölümü unutup yaşıyorlardı.
Kimi malı ile kimi makamı ile, kimi gençliği ile gururlanıyordu. Ölüm
bunları ansızın yakaladı. Şimdi hepsi unutulup gitti, hayal oldu.

İşte
bir kimse de, bunları düşünüp mezarlarını ziyaret ederek kendisinin de
aynı akıbete uğrayacağını bilirse, kalbi yumuşayabilir, dünyanın
faydasız şeylerine dört elle sarılmaktan vazgeçebilir.

Uzun emelli olmaktan sakınmalıdır. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Cenneti
isteyen, uzun emelli olmasın, dünya işleri ile uğraşması, ona ölümü
unutturmasın, haram işlemekte Allah�tan haya etsin!)
[Berika]

(Allah�tan
utanın! Başkalarına kalacak şeyleri toplamakla vaktinizi kaybetmeyin!
Kavuşmayacağınız şeyleri ele geçirmek için uğraşmayın; ihtiyacınızdan
fazla bina yapmakla hayatınızı harcamayın!)
[Beyheki]

Azrail aleyhisselamla kardeş gibi görüşen Yakub aleyhisselam dedi ki:
- Senden bir ricada bulunacağım. Ecelim yaklaşınca bana haber ver!
- Sana birkaç haberci gelir.
Bir müddet sonra Hazret-i Azrail yine gelir. Hazret-i Yakub sorar:
- Ziyaretime mi geldin?
- Canını almaya geldim.
- Hani bana birkaç haberci gelecekti?
- Sana haberci gelmedi mi? Saçların ağarmadı mı? Vücudun zayıflamadı mı? Dimdik duran belin bükülmedi mi?

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İnsan
öleceği zamanı bilseydi, aklı başından giderdi. İyi ki ölüm vakti
gizlendi. Eğer gaflet olmasaydı, hiç kimse bir işine bakmazdı. Gaflet
ve uzun emel, kötü olduğu kadar aynı zamanda iki büyük nimettir. Eğer
bu ikisi olmasaydı, müslüman sokakta yürüyemez hale gelirdi.

İnsan
genelde ahmak olarak yaratılmıştır. Eğer her şeyi inceden inceye
düşünebilseydi, hiç kimse geçimi için çalışmazdı. Dünya, mamurluğunu,
ahmakların gafletine borçludur.

Ne gariptir ki, ölüm senin peşinde, sen ise dünyalık peşindesin.
Zahitlik, kaba kumaş giymek değil, uzun emeli bırakmaktır.

Ölüm boyna asılı, dünya ise sırtınıza yüklenmiştir. İnsan, kılıç, boynuna vurulacak gibi ölüme hazır olmalıdır.

Her
gün ölüme yaklaşmaktasın. Ecelin geldi denilmeden ölüme öyle hazırlıklı
ol ki, Azrail aleyhisselam gelince, (Az izin ver de, bende hakkı
olanlarla helalleşeyim, oğluma telefon edeyim, şu işimi şöyle yapsın,
kiminde borcum var, kiminde alacağım var. Bu işlerimi bir halledeyim)
demek ihtiyacını hissetmemek gerekir. Vasiyeti her zaman hazır
bulundurmalıdır.

Dünyaya aldanan insan ve ipek böceği
Sual:
Hadis-i şerifte (Dünya melundur) buyuruluyor. Dünya nedir?
CEVAP
Dünya, dinimizin yasakladığı haram ve mekruhlardır. Bunlara dalıp da ahireti unutan aldanmıştır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sonunu
düşünmeyip dünyaya aldanan insan, ipek böceği gibidir. İpek böceği
kendine yuva örer ve sonunu bilmez. Sonra oradan çıkmak ister, çıkacak
yer bulamaz, ördüğü yuvasında ölür ve çalışması başkalarına yarar.)
[Risale-i Münire]

O halde haramlardan, mekruhlardan ve lüzumsuz mubahlardan sakınmak gerekir!
Haramlardan
ve şüpheli şeylerden kaçarak helal kazanmalıdır. Ahir zamanda bunlara
dikkat eden az bulunur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahir zamanda, helal para ile kendisine itimat edilen arkadaş az bulunur.) [İ. Asakir]
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:55

Dünya ahiret saadetinin başı nedir


Sual: Dünya saadetinin başı nedir, nasıl elde edilir?
CEVAP
Dinimizin
emir ve yasaklarına riayet eden, yani iyi bir müslüman olan herkes,
dünya ve ahirette mutlu olur. Dünya ve ahiret saadetinin başı, en
iyisi, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmaktır. Bu da dinimize
uyarak, yani farzları, sünnetleri yaparak ve haramlardan, mekruhlardan
sakınarak kazanılır. Fakat bunları ihlas ile yapmak gerekir.

İhlas,
kalbin temiz olması demektir. Kalbin temiz olması da, dünyaya düşkün
olmaması, onu sevmemesi, yalnız Allahü teâlâyı sevmesidir. Kalbin
Allahü teâlâyı sevmesi için, bir şey yapmak, çalışmak gerekmez. Kalb,
dünya sevgisinden kurtulursa, Allah sevgisi kalbe kendiliğinden
yerleşir. Kalbin dünya sevgisinden kurtulması için, dünyayı unutması
gerekir. Dünyayı unutmaya Fenafillah denir. Fenafillaha
kavuşmak, Allahü teâlâyı çok anmakla veya evliyadan büyük bir âlimin
[mesela imam-ı Rabbani hazretlerinin] kitaplarından faydalanmakla da
olur.

Allahü teâlâyı anmak üç türlü olur: Kalb ile çok Allah demek, çok çok La ilahe illallah
demek ve dine uyarak, sanat, ticaret ve her mubah işleri yapmaktır.
Yahut âlim ve veli olan bir zatın hayatını okuyarak, onu çok sevip, çok
hatırlamak, ona yalvarmak da fenaya (Allah rızasına kavuşmaya) yardım
eder. Kabrini ziyaret edince, faydası daha çok olur. Kalb fani olunca,
aklın, fikrin ve hafızanın da dünya işlerini unutması gerekmez. Kalb
fani iken de, bütün organlara, akla, fikre, hafızaya, her çeşit dünya
işlerini yaptırır, başka insanlar gibi dünya işlerine de çalışır. Bütün
insanlık vazifelerini, her iyiliği yapar. Yaptığı bütün dünya işleri
dine uygun olduğu için hepsi de zikir yani Allahü teâlâyı anmak,
hatırlamak olur.

Her Müslümanın arzusu, Allahü teâlânın rızasını
kazanmak olmalıdır. Yunus Emre, (Gel Allah�ın rızasını kazanalım
yerine, gel dosta gidelim dosta) diyerek bu durumu şöyle anlatıyor:

Dosta gidelim
Uzakta kalmayalım, dosta gidelim dosta,
Hasretle ölmeyelim, dosta gidelim dosta.
Yol alalım durmadan, tan yeri ağarmadan,
Araya el girmeden dosta gidelim dosta.

Hakka kılalım zârı, terk edelim diyârı,
Ele geçirip yârı, dosta gidelim dosta.
Dünyaya dalmayalım, fanidir kanmayalım
Asla ayrılmayalım, dosta gidelim dosta.

Aşk şarabı içelim, kendimizden geçelim,
Dost iline göçelim, dosta gidelim dosta.
Kılavuzluk yap bana, yönümüz dosttan yana
Aldırma ona buna, dosta gidelim dosta.

Zulüm olmaz pâyidâr, sen ol bana sadık yâr,
Ne derse desin ağyar, dosta gidelim dosta
Erenleri bulalım, dost yolunu soralım,
Yunusu da alalım, dosta gidelim dosta.
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:55

Amel defteri ve Karne


Sual:
Oğlum karneyi getirince, 2 zayıf dersi için azarladım. (Baba, bizim
ailece karnemiz zayıf sen sadece bana ne kızıyorsun) dedi. Ne demek
istediğini sorunca, gazetenizde çıkan bir yazıyı anlattı. Bu yazıyı
okumamışım. Nasıl bir yazıydı o?
CEVAP
O yazıda Başmakçı Müftüsüsayın Vehbi Akşit,özetle diyor ki:İnsanların
dünyada benimsedikleri inançlar ile yaptıkları amellerin kayıtlı
bulunduğu ve ahirette kendilerine verilecek olan kitaba [sahibinin
durumunu açıklayan belgeye] amel defteri denir. Kiramen kâtibin
denilen meleklerin yazıp kaydettiği bu kitap insanın, hak-batıl,
yalan-doğru, hayır-şer, iyi-kötü bütün inanç, düşünce, söz ve
davranışlarını kapsar.

Öğrencilerin her dersten aldıkları
notları gösteren belgeye karne denir. Her yıl öğrencilere birinci ve
ikinci dönemin sonunda, aldıkları not durumlarını gösteren karne
verilmektedir. Öğrenci velileri, anne ve babalar bu karnelere bakarak
çocuklarının durumunu anlar.

Amel defterleri Cennetliklere
sağdan, Cehennemliklere soldan veya arkadan verilecektir. Amel defteri
olarak düşünebileceğimiz karneler, öğrencilere yılda iki defa
verilmektedir. Karneyi alanlar, ders notlarını gördükleri zaman bunun
iyiye veya kötüye işaret olup olmadığını gayet iyi anlamaktadır.
Kur�an-ı
kerimde, insanın dünya hayatındaki didinmeleri sona erip Rabbine
kavuştuğunda şayet kitabı sağ eline verilenlerden ise hesabının kolay
olacağı ve mutlu bir hayatı hak edeceği, kitabı arkadan verilenlerden
ise alevli ateşe atılacağı bildirilmiştir. (İnşikak 6-12)

Karne
verilirken kimi öğrencilerin yüzleri gülmekte, başarılarını süsleyen
teşekkür veya takdir belgesi ile sevincini yaşarken, zayıfı olan
öğrenciler ise üzüntülü ve mahcup bir haldedir.

Amel defterini
sağdan alan �yüzleri parlak zümre� sevinip umduğuna kavuşacak, soldan
alan �bedbaht zümre� ise başına gelecek felaketi anlayarak yok olmayı
isteyecektir. (Hakka 18-27)

Evet, ahirette bizlere
verilecek olan amel defterine benzer bir belgeyi çocuklarımız bizlere
yılda iki defa getirmektedir. O karneye bakarken acaba basit bir belge
olarak mı bakıyoruz. Yoksa ahirette bizlere de verilecek olan amel
defteri ile bir bağlantı kurabiliyor muyuz?

Bugün derslerinde
zayıf alan oğlumuzu, kızımızı, derslerine çalışmadığı, oyuna dalıp
derslerini ihmal edip, ödevlerini yapmadığı için azarlarken; karneye
bakıp da kızarken acaba aklımıza şunlar gelmiyor mu?

�Bir gün bu
karne gibi bana da bir karne, amel kitabı, defteri verilecek. Yapmış
olduğum her şeyin yazılı olduğu, kayıtlı olduğu bir amel defteri...
Büyük-küçük ne varsa, ne yaptım ise her şeyin, zerre miktarına kadar
iyilik veya kötülüğün yazılı olduğu bir amel defteri... Ben çocuğumu
zayıf aldı diye azarlarken, derslerine çalışmadı diye kızarken, Allahü
teâlâ da �Kulum, sana, mal, mülk, evlat, servet gibi bir çok nimet
verdim. Niçin bana kulluk etmedin? Beş vakit namaz kılmayı emrettim.
Sen ise günde beş defa okunan ezanlara kulak vermedin, derse ne cevap
veririz?

Çocuğumuzun karnesine bakarken, ahireti, hesabı,
mizanı, sırat köprüsünü, mahşeri düşünelim. Daha önce, alelade bir
belge olarak baktığınız, iyi olduğu zaman, teşekkür aldığı, takdir
aldığı zaman sevindiğiniz, öğündüğünüz o karne size çok şeyler
anlatacaktır. Çocuğunuz kötü bir karne getirdiği zaman bile, Allahü
teâlânın eşsiz merhametini düşünerek, acıyarak çocuğunuza güzel
tavsiyelerde bulunacaksınız. Halbuki bu tavsiyelerin öncelikle
kendinize lazım olduğunu asla unutmayacaksınız. Böylece daha amel
defteri açılmadan, kendinize gerekli olan dersi alacak, hayatınıza bir
çeki düzen vereceksiniz.

Karneye bakarken, amel defterinizdeki
şeyleri görecek ve gayri ihtiyari olarak �Ben yapmadım� diyeceksiniz.
Kıyamet günü kulakların, gözlerin ve derilerin şahitlik edeceğini,
ağızların mühürlenip ellerin ve ayakların insanın işlediği fiillere
şahitlik yapacağını bildirmesi amel defteriyle ilgili olarak Allahü
teâlânın kıyamet sahnelerinden bizi haberdar ettiğini göstermektedir. (Fussilet 20, Yasin 65)

Bir
nebze de olsa, dünyadan misal getirerek, ahireti hatırlayabildiysek ne
mutlu... Artık karnelere bir başka gözle bakarız inşallah...
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:55

Ölmek felaket değildir
Sual: Efendim, gencim ama ben ölümden çok korkuyorum. Bana ne tavsiye edersiniz?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Ölmek felaket değildir. Öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek, tedbirini almamak felakettir.

Senin
yaşta iken günahı azken ölmek elbette büyük nimet olur. Bizim her gün
günahımız artıyor. Ölümü günde yirmi kere düşünen şehid olarak ölür.
Hep ölümden bahsetmek sünnettir. Ölümden kaçış olmaz. Ölüm, sevgiliyi
sevgiliye kavuşturan köprüdür.

Ölüm müslümana hediyedir. Ölüm,
ölmemek üzere doğuştur. Ölüm olmasaydı bu hayat hiç çekilir miydi?
Ölüm, müslümanın teselli kaynağıdır, hasretidir. Hatta bir evliya zat
buyurur ki, (Ben Azrail aleyhisselamı Cebrail aleyhisselamdan daha çok
seviyorum). Derler ki efendim hikmeti ne? (Çünkü o beni Rabbime
kavuşturuyor) cevabını verir.

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
Allahü
teâlâya kavuşturduğu için, ölüm sevilir. Sevdiğim kimsenin kalmasını
da, ölmesini de severim. Dost dosta kavuşmak istemez mi? Azrail
aleyhisselam, İbrahim aleyhisselamdan ruhunu almak için izin
istediğinde, (Nasıl olur, Dost, dostun canını alır mı hiç?) dedi. Allahü teâlâ, Azrail aleyhisselam ile haber gönderip, (Dost dosta kavuşmaktan kaçınır mı?) buyurunca, (Ya Rabbi, Ruhumu hemen al!) diye dua eyledi.

Sual: Ölüm acısından çok korkanın, ne yapması gerekir?
CEVAP
Müslüman,
Allah�ın dostudur. Dostlara ölüm acısı olmaz. Acı olmayınca, korkmak
lüzumsuz olur. Allahü teâlâ, Azrail aleyhisselama buyurdu ki:
(Dostlarımın canını kolay al, düşmanlarımın canını güç al!) [Cennet Yolu İlmihali]

Yasin-i
şerif okumak, çok faydalıdır. Faydalarından birisi de, eceli gelen
hasta ölüm acısı duymaz. Ayrıca, her zaman abdestli bulunmaya
çalışmalı. Abdestli iken ölenlere, şehit sevabı verilir. Peygamber
efendimiz, (Abdestli olarak ölen, ölüm acısı çekmez. Çünkü abdest,
imanlı olmanın alametidir. Namazın anahtarı, bedenin günahlardan
temizleyicisidir)
buyuruyor. Şehitler, ölürken, kabirde verilecek
olan Cennet nimetlerini görerek, çok sevinir, çok neşelenir. Ölürken
hiç acı duymaz ve Cennet nimetlerine kavuşurlar. Bir hadis-i şerif
meali şöyledir:
(Müslümanın kabri, Cennet bahçesidir.) [Tirmizi]

Sual: Ölmeyi istemek günah mıdır?
CEVAP
Dünya
sıkıntılarından kurtulmak için, ölümü istemek mekruhtur. Fitnelerden
uzak kalmak ve günaha düşmemek için istemek caiz olur. (Hindiyye)

Sual: Kâfirlere de ölüm faydalı olur mu?
CEVAP
Evet, küfrün devamına, azabın artmasına mani olur.

Aynı şeyler için ya Cennete ya Cehenneme gideceksin
[Büyüklerin sözleri]

*
Dünya, zıll-i zâildir, yani yok olan bir gölge, bir görüntüdür.
Aynadaki görüntü gibi. Bu görüntü ahiretin görüntüsüdür. Ahirette ne
var, Cennet, Cehennem. İbadetlerimiz, iyiliklerimiz, Cennetin dünyadaki
görüntüsüdür. Günahlar, kötü yerler, karanlık sıkıntılı izbe yerler de
Cehennemin görüntüsüdür.

* Cennetlik, Cennetlik işleri,
Cehennemlik olan da Cehenneme götürücü işler yapar. Demiri çürüten,
kendi pası olduğu gibi, insanı Cehennemlik eden de kendi günahlarıdır.
Mıknatıs demiri nasıl kendine çekiyorsa, haramlar Cehenneme, ibadetler
Cennete çeker. Kıyamette nereye gitmek istiyorsak, ona göre hazırlık
yapmalıyız. Ahirette Cennet ve Cehennemden başka yer yoktur. Cennete
girmek için, doğru iman sahibi olmak ve dine uymak gerekir. Cehenneme
götürücü tuzaklara yakalanmamalı. Bu tuzaklar şöyle bildiriliyor: (Dünya hayatı ancak bir laib [oyun], lehv [eğlence], ziynet [süs], aranızda tefahür [övünme] ve mal ve evlâdı çoğaltma isteğinden ibarettir.) [Hadid
20] Bunların bir tanesine yakalananın gönlü ölür. Çalışın ve
nefslerinizi, içinde yer alacakları ölüm ötesi için hazırlayın.

Önünüzde
çözümü zorlaşan şeyleri Allah'ın ilmine havale edin. Öbür âleme
geçmeden önce bir şey hazırlayın ki, oraya vardığınızda karşınıza
çıksın. Çünkü Allahü teâlâ, buyuruyor ki: (O gün [kıyamette] herkes,
dünyada ne hayır yapmışsa, onu karşısında hazır bulacak, ne kötülük
yapmışsa, onlarla kendi arasında uzun bir mesafe olmasını arzu
edecektir. Kullarına karşı şefkatli, esirgeyici olan Allah size
kendinden korkmanızı emreder.)
[Al-i imran 30]

O halde,
Allah'tan korkun, yani Onun emir ve yasaklarına riayet edin. Sizden
önce gelip geçenlerden de ibret alın. Unutmayın ki, yarın küçük büyük
bütün davranışlarınızın karşılığını bulacaksınız.

* Rızk
mukadderdir. Yani herkesin rızkı bellidir, artmaz eksilmez, rızkını
almadan dünyadan ayrılmaz. İsteyene helalden gelir, isteyene haramdan.
Gelen miktar aynıdır. Ecel mukadderdir. Yani herkesin ömrü bellidir,
uzamaz kısalmaz, vakti dolunca dünyadan ayrılır. Kaza ve kader, hayır
ve şer, zaten imanın şartlarındandır. Peki, daha ne diye isyan
ediyorsun, daha ne diye şükretmiyorsun? Rızkın belli, ömrün belli,
başına gelenler Allah'tan. İster isyan et, ister şükret. Değişen bir
şey yok. İsyan edenin yeri Cehennem, şükredeninki Cennet. Yani aynı
şeyler için, ya Cennete gideceksin ya Cehenneme.

* Dünya
misafirhanedir. Dünyayı ele geçirmek için ahireti vermek ve insanlara
yaranmak için Allahü teâlâyı bırakmak ahmaklıktır. Göğsünü kıbleden
çevirenin namazının bozulduğu gibi, yüzünü İslamiyet'ten çevirenin hem
dünyası hem ahireti bozulur.

* Laf ile Müslümanlık olmaz.
Dinin emir ve yasaklarına önem vermeyenin imanı gider. Önem vermemek,
işlediği günaha üzülmemek demektir.

* Dinin en büyük düşmanı cehalettir. Cahillik Cehenneme götürür.

* Kıyamet derdini bilseydiniz, dünyada dert diye bir şey tanımazdınız. Bütün geçimsizlikler, ölümü unutmaktandır.

*
İnsanların çokluğu, dilediklerini yapmaları, gaflet içinde yaşamaları
sakın seni de gaflete düşürmesin. Sen tek olarak öleceksin, tek olarak
kabre gireceksin, tek olarak hesabını vereceksin. Sen dini, imanı,
Allah�ın emir ve yasaklarını unuttun. Sen unuttun ama unutulmadın.
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:56

İhtiyarlık nimeti


Sual: Müslüman olarak ihtiyarlamanın, dindeki fazileti nedir?
CEVAP
Müslüman, nimetlere konmuş kimse demektir. Müslüman olarak ihtiyarlamak daha büyük nimettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Allahü teâlâ buyuruyor ki: İhtiyarlık, nurumdur. Nuruma, narımla [Cehennemateşiyle] azap etmekten hayâ ederim. O halde siz de, benden hayâ edin!) [Ebu-ş-şeyh]

(Hak teâlâ, Müslüman olarak ihtiyarlayana, azap etmekten hayâ eder.) [Hatib]

(Müslüman
olarak ihtiyarlayana, ikram eden, Nuh aleyhisselama ikram etmiş gibi
sevab alır. Nuh aleyhisselama ikram eden de, Allahü teâlâya ikram etmiş
olur.)
[Hatib]

Resulullah efendimiz, Allahü teâlânın, yemin ederek, (Müslüman olarak ihtiyarlayana azap etmekten hayâ ederim) buyurduğunu bildirdikten sonra, ağladı. Sebebi sorulunca, (Allahü teâlâ, kendisinden hayâ ettiği halde, Ondan hayâ etmeyene ağlıyorum) buyurdu. (Beyheki)

1- Kırk yaşına giren Müslüman, cinnet, cüzzam ve baras hastalıklarından emin olur.
2- Elli yaşına girenin hesabı hafifler.
3- Altmışına giren salih Müslüman, şehit olarak ölür.
4- Yetmişine gireni, Allahü teâlâ ve melekleri sever.
5- Seksenine girenin günahları yazılmaz, sevabları yazılır.
6- Doksanına girenden hesap sorulmaz. Aile halkına şefaatçi olur. (Deylemi, Ebu Ya�la)
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Ölümle Huzurlanmak İçin Empty Geri: Ölümle Huzurlanmak İçin

Mesaj tarafından By_Çeri 02.09.08 12:56

Ölüm alameti


Sual: Bir kimsenin öldüğü nasıl anlaşılır? Ölünce, ne yapmak gerekir?
CEVAP
Sertleşme,
soğuma ve kokma, ölüm alametidir. Soluğun kesilmesi, ağzına tutulan
aynanın buğulanmamasıyla; kalbin durduğu, nabızla anlaşılır. Ölüm
anlaşılınca, gözlerini kapamak ve çenesini bağlamak sünnettir. Çenesi,
geniş bezle başı üstüne bağlanır. Gözlerini kaparken, (Bismillah ve
alâ milleti Resulullah. Allahümme yessir aleyhi emrehü ve sehhel aleyhi
mâ ba�dehu ve üs�ıd�hü bilikâike, Vec�al mâ harece�yhi hayran mimmâ
harece anh)
duasını okumak sünnettir.

Manası,(Allah�ın
adıyla ve Resulullahın dini üzere, yâ Rabbi bunun işini kolaylaştır!
Sonunu âsan eyle! Sana kavuşmakla kendisini bahtiyar kıl! Varacağı
yeri, çıktığı yerden daha hayırlı eyle)demektir.

Soğumadan
önce, el parmaklarını, dirseklerini, dizlerini açıp kapayıp, kollarını
ve bacaklarını düz bırakmak sünnettir. Böylece, yıkaması ve kefene
sarması kolay olur.

Soğumadan önce, elbisesi çıkarılıp, geniş,
hafif bir çarşafla örtülür. Çarşafın bir ucu başının altına, diğer ucu
ayakları altına sokulur. Karnı üzerine, çarşafın üstüne veya altına,
bir bıçak, demir gibi bir ağırlık konup, şişmesi önlenir.
By_Çeri
By_Çeri
Kurultay
Kurultay

Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08

Kişi sayfası
Emsal Bar:
Ölümle Huzurlanmak İçin Left_bar_bleue100/100Ölümle Huzurlanmak İçin Empty_bar_bleue  (100/100)

https://www12.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz