Türk Milliyetçiliğinin Partileşme Süreci
1 sayfadaki 1 sayfası
Türk Milliyetçiliğinin Partileşme Süreci
İlham kaynakları Orhun kitabelerine kadar uzanan Türk milliyetçiliği
anlayışının modern fikir hareketi hüviyeti kazanması, 19. yüzyılın
ikinci yarısında gerçekleşmiştir. Türk milliyetçiliğinin bir kadro ve
fikir partisi yapısına dönüşerek siyasî hayatımızdaki güzide yerini
alması ise Milliyetçi Hareket Partisi'nin doğup gelişmesiyle mümkün
olmuştur. Başka bir ifadeyle, Türk milletinin hürriyet, bağımsızlık ve
gelişme mücadelesiyle iç içe giden milliyetçilik, Ülkücülerin Başbuğ'u
Alparslan Türkeş'in liderliğinde teorik ve pratik bir bütünlüğe
kavuşmuştur. İşte bu bütünün ürünü Milliyetçi Hareket Partisi'dir.
Böylece Türk milliyetçiliğinin partileşmesi ve dolayısıyla demokratik
sisteme siyasî bir organizasyon olarak da katılması Milliyetçi Hareket
Partisi'yle birlikte gerçekleşmiştir.
Millet Partisi'nden Cumhuriyet Köylü Millet Partisi'ne (CKMP) kadar
gelen parti silsilesi, Milliyetçi Hareket Partisi'nin "ön tarihini"
oluşturmaktadır. Millet Partisi, 1948 yılında Mareşal Fevzi Çakmak ve
Osman Bölükbaşı önderliğinde bir grup milliyetçi-muhafazakâr siyasî
elit tarafından kurulmuştur. Millet Partisi, iki siyasî seçeneğe
sıkıştırılmış millete üçüncü bir seçenek sunmak istemiş, fakat
ideolojik örgüsünü ve teşkilatlanmasını tamamlayamadığından milliyetçi
parti olma vasfını tam olarak kazanamamıştır. 1950 genel seçimlerinde %
3.1 oy alarak sadece Osman Bölükbaşı milletvekili seçilebilmiştir.
Demokrat Parti iktidarının, aşırı solda yaptığı tevkife bir denge
olması ve kendi siyasî geleceğini garantilemek maksadıyla Millet
Partisi'ni 1954 yılında resmen kapattırmasının ardından, bu partinin
eski kurucuları kısa bir süre sonra Osman Bölükbaşı'nın genel
başkanlığında aynı yıl Cumhuriyetçi Millet Partisi'ni kurmuşlardır.
1958 yılında Türkiye Köylü Partisi'nin iltihakı üzerine Cumhuriyetçi
Millet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi adıyla siyasî
hayatını sürdürmeye devam etmiştir.
CKMP, 1961 genel seçimlerinde % 14 oy alarak CHP ve AP'den sonra üçüncü
parti olmuştur. 1962'de CKMP'nin ikiye bölünmesiyle Osman Bölükbaşı bu
partiden ayrılarak Millet Partisi'ni ikinci defa kurmuştur. 1965 genel
seçimlerinde ise aynı başarıyı yakalayamamış, ancak % 2.2 oy
alabilmiştir.
Milliyetçi dünya görüşünü benimsemiş siyasetçiler, Alparslan Türkeş'in
siyaset sahnesine çıktığı tarihe kadar aktif partileşme sürecini
başarıyla tamamlayamamışlardır. Milliyetçiler çeşitli siyasî partiler
içinde, sivil toplum kuruluşları etrafında ve ayrıca entelektüel
çalışmalar çerçevesinde faaliyette bulunmuşlardır. 1963'te Hindistan
sürgününden dönen Alparslan Türkeş, Türk siyasî hayatının
liberal-muhafazakâr popülizm ile materyalist-komünist jakobenizme
boğulduğunu gördükten sonra, milleti bu çıkmaz sokaktan kurtarmak için
siyasete atılmayı bir mecburiyet telakki etmiştir.
Bu maksatla 22-23 Şubat 1964'te yapılan CKMP Kongresi'nde başta Dündar
Taşer olmak üzere diğer arkadaşlarıyla birlikte bu partiye katılmış ve
kısa süre içinde partide etkin bir konuma gelerek 1965'te yapılan CKMP
Büyük Kongresi'nde Genel Başkan seçilmiştir. Yeni Genel Başkanıyla
birlikte CKMP'nin 1965'ten sonraki çalışmaları, bir program ve teşkilat
inşa etme ve benimsetme çabalarına odaklanmıştır. 1970'li yıllar ise
yeni bir ad ve imajla birlikte kendini bütün milliyetçi camiaya kabul
ettirme ve kitleselleşme sürecini ifade edecektir.
24-25 Kasım 1967 tarihindeki CKMP Kongresinde "9 Işık" olarak
tanımlanan yeni doktrin, parti teşkilatına ayrıntılı olarak tanıtılmış
ve parti programının çerçevesini belirlemiştir .
CKMP'den MHP'ye Geçiş
CKMP'nin 8-9 Şubat 1969 Olağanüstü Büyük Kongresi'nde delegelerin büyük
desteğini alan "Milliyetçi Hareket Partisi" adı kabul edilmiştir. Büyük
Kongreden sonra toplanan ilk genel idare kurulunda partinin amblemi "Üç
Hilâl" olarak kararlaştırılmış ve aynı toplantıda MHP Gençlik Kolları
için de "Hilâl içinde Kurt" amblemi benimsenmiştir.
1969 genel seçimlerine Başbuğ Alparslan Türkeş liderliğinde yeni adı,
yeni amblemi ve yeni ideolojisiyle katılan MHP, % 3 oy almış ve
Alparslan Türkeş ilk kez milletvekili seçilmiştir.
MHP, 14 Ekim 1973'teki genel seçimlerde oy oranını %3.4'e çıkararak 3
milletvekili çıkarmıştır. CHP ve MSP'nin kısa süren koalisyonunun
ardından 213 gün süren hükümet krizinden sonra 31 Mart 1975'te Süleyman
Demirel Başbakanlığında MHP'nin içinde iki bakanlıkla yer aldığı yeni
bir koalisyon hükümeti kurulmuştur. Bu koalisyon hükümetinde başbakan
yardımcılığı ve iki devlet bakanlığı ile temsil edilmiştir. MHP'nin
fikri kararlılığı ve sistemli teşkilatçılığı, Adalet Partisi ve diğer
sağ partiler dışında MHP'yi önemli bir siyasî güç haline getirmiştir.
5 Haziran 1977 milletvekili seçimlerinde MHP % 6.4 oy alarak 16
milletvekili çıkarmış ve ülke genelindeki oy oranlarına göre 4. parti
olmuştur. MHP, 21 Temmuz 1977'de yine S. Demirel Başbakanlığında
kurulan koalisyon hükümetinde 5 Bakanlıkla yer almıştır.
12 Eylül 1980 askerî müdahalesiyle demokratik süreç kesintiye uğramış
ve bütün siyasî teşekküllerin faaliyette bulunması uzun bir süre
engellenmiştir. Siyasî bir teşekkül olarak MHP'nin varlığına son
verilmek istenmiş ve Ülkücü kuruluşların dağılması için çeşitli
girişimlerde bulunulmuştur. Kurulduğu andan itibaren Türk devletinin ve
milletinin çıkarları doğrultusunda faaliyette bulunmayı temel ilke
edinmiş olan MHP, diğer partilere kıyasla daha fazla mağdur edilmiş ve
büyük zorluklarla karşılaşmıştır.
MHP, 1970'li yıllar boyunca ülkemizde millî devlet, millî kültür,
toplumsal dayanışma gibi kavram ve değerlerin öneminin kavranması ve
toplumun bütününe mâl olması yönünde çok hayatî bir görevi yerine
getirmiş, iktidarda bulunduğu dönemlerde de dürüst ve başarılı yönetim
örnekleri sergilemiştir. Ayrıca, Türk gençliğinin bölücü-yıkıcı
örgütler ve faaliyetlerin etkisi altında kalmaması, vatansever ve
idealist duyarlılıklarla yetişmesi için "siyasî okul" işlevi görmüştür .
MHP'nin Yeniden Dirilişi
Milliyetçi Hareket'in 12 Eylül 1980 müdahalesinin etkilerini atlatarak
yeniden partileşme süreci 7 Temmuz 1983'te Muhafazakâr Parti'nin
kurulmasıyla başlamıştır. Ne var ki Muhafazakâr Parti, 6 Kasım 1983'te
yapılan seçimlere Milli Güvenlik Konseyi'nin engellemeleri yüzünden
katılamamıştır.
30 Kasım 1985'te Muhafazakâr Parti'nin Birinci Kongresi yapılmış ve
Parti'nin adı değiştirilerek "Milliyetçi Çalışma Partisi" olmuştur.
Parti amblemi de değişmiş kırmızı zemin üzerinde beyaz bir hilâl ve
etrafında "9 Işık"ı temsilen 9 yıldızdan oluşan amblem kabul
edilmiştir. Kongrede tek aday olan Ali Koç genel başkan seçilmiştir.
19 Nisan 1987'te Olağanüstü Kongre yapılarak Genel Başkanlığa
Abdülkerim Doğru seçilmiş ve Devlet Bahçeli Genel Sekreter olmuştur.
6 Eylül 1987 tarihinde 12 Eylül Askeri yönetiminin getirdiği yasaklar
son bulmuş ve 4 Ekim 1987'de düzenlen ikinci Olağanüstü Kongre'de
Alpaslan Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanı seçilmiştir.
27 Kasım 1988'de yapılan MÇP Olağanüstü Kongresi'nde Alparslan Türkeş
yeniden Genel Başkanlığa seçilmiş, Devlet Bahçeli ise ikinci kez Genel
Sekreterliğe getirilmiştir. Ayrıca bu kongrede yeni parti programı
kabul edilmiştir.
MÇP, çok zor şartlar altında girdiği 29 Kasım 1987 genel seçimlerinde
%2.9 oy oranına ulaşmıştır. 26 Mart 1989'teki mahalli seçimlerde ise oy
oranı biraz daha artarak % 4.2'ye ulaşmıştır. Özellikle Orta Anadolu'da
MÇP, MHP'nin 1980 öncesi oy oranlarına yaklaşmış, MHP'nin siyasî
coğrafyasında yeniden doğmuştur.
20 Ekim 1991 genel seçimlerinde RP ve IDP ile ittifak yapılmış ve bu
ittifak % 16.9 oy almıştır. Seçimden kısa bir süre sonra ittifak
dağılmış ve Alparslan Türkeş ile birlikte 18 milletvekili 29 Aralık
1991'de MÇP 3. Olağan Kongresinde MÇP'ye katılmış ve Alparslan Türkeş
Genel Başkan olmuştur.
MÇP'den MHP'ye geçiş ise, ancak 1992 yılı sonunda başlayan gelişmelerle
birlikte mümkün hale gelmiştir. 27 Aralık 1992 günü toplanan MHP'nin
son (1980 öncesi) kurultay delegeleri, partinin feshine, isminin ve
ambleminin de MÇP tarafından kullanılabileceğine karar vermiştir.
Bu gelişme üzerine, 24 Ocak 1993 günü toplanan MÇP 4. Olağanüstü
Kongresi, MÇP'nin isminin MHP olarak değiştirilmesi ve amblem olarak da
Üç Hilâl'in kullanılmasını kararlaştırmıştır. Böylece "MHP'nin ikinci
doğuşu" gerçekleşmiştir.
20 Aralık 1995 genel seçimlerinde % 8.2 oy alan MHP, % 10'luk seçim barajını aşamadığı için milletvekili çıkaramamıştır.
4 Nisan 1997'de Ülkücülerin Başbuğu ve Türk dünyasının hamisi Alparslan Türkeş Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Yeni Yüzyılda Yeni Ufuklara
Alparslan Türkeş'in vefatından sonra 18 Mayıs 1997'de yapılan
Olağanüstü Kongre'de sonuç alınamadığı için 6 Temmuz 1997'de ikinci
Olağanüstü Kongre toplanmıştır. Bu Kongre'de Devlet Bahçeli,
delegelerin büyük bir çoğunluğunun desteğini alarak Alparslan
Türkeş'ten sonra MHP'nin ikinci Genel Başkanı olmuştur. Geçiş süreci,
13 Kasım 1997'de yapılan olağan kongre ile tamamlanmış; Devlet Bahçeli
yeniden MHP'nin genel başkanı seçilmiştir.
MHP, 18 Nisan 1999 milletvekili seçimlerinde %18 oy alarak tarihinin en
büyük başarısını elde etmiştir. Demokrasi tarihimizin en kritik
seçimlerinden biri olan bu seçimlerde Türk milleti MHP'ye büyük bir
teveccüh göstermiş ve MHP Türkiye'nin her bölgesinden, her köşesinden
oy alıp milletvekili çıkaran en yaygın parti olmuştur.
Seçimlerden güçlü çıkan bir siyasî partinin iktidarın dışında
düşünülmesinin her şeyden önce milletin tercihine saygısızlıkla aynı
anlama geleceği kabul edilmiştir. MHP, bunun için iktidara gelmek
konusunda tamamen milletin yolunu takip etmiş ve onun isteğini dikkate
alarak DSP ve ANAP ile koalisyon kurarak zor şartlar altında iktidar
sorumluluğunu paylaşmayı tercih etmiştir. MHP 12 Bakanlık alarak ikinci
büyük koalisyon ortağı olmuş ve Türkiye'nin geleceğinin şekillendiği
bir dönemde millî hassasiyetlerin iktidarda temsilini mümkün kılmıştır.
İktidara geldikten sonra 5 Kasım 2000 tarihinde 6. Olağan Büyük
Kongresi yapılmış ve bu kongre hem organizasyonuyla, hem de
mesajlarıyla Türk siyasî hayatında bir dönüm noktası olmuştur.
Kongre'de belli başlı kritik sorunlar ele alınmış ve yeni ufuklara
uzanmanın önemi ve gerekliliği vurgulanarak Türk milletinin geleceği
adına "yeni yüzyılla sözleşme" yapılmıştır.
MHP'nin bu iddiası, ülkemizin ve dünyanın geldiği bugünkü noktanın çok
yönlü bir muhasebesini yaparak, milletimizin ilgisini yeni çağın
dinamiklerine ve insanlığın ortak geleceğine yöneltme düşünce ve
çabasını yansıtmaktadır. Ayrıca bu görüşler doğrultusunda yenilenen
parti programı ve parti tüzüğü oybirliğiyle kabul edilmiştir. Aynı
Kongre'de Devlet Bahçeli delegelerin oylarının tamamını alarak Genel
Başkan seçilmiştir.
anlayışının modern fikir hareketi hüviyeti kazanması, 19. yüzyılın
ikinci yarısında gerçekleşmiştir. Türk milliyetçiliğinin bir kadro ve
fikir partisi yapısına dönüşerek siyasî hayatımızdaki güzide yerini
alması ise Milliyetçi Hareket Partisi'nin doğup gelişmesiyle mümkün
olmuştur. Başka bir ifadeyle, Türk milletinin hürriyet, bağımsızlık ve
gelişme mücadelesiyle iç içe giden milliyetçilik, Ülkücülerin Başbuğ'u
Alparslan Türkeş'in liderliğinde teorik ve pratik bir bütünlüğe
kavuşmuştur. İşte bu bütünün ürünü Milliyetçi Hareket Partisi'dir.
Böylece Türk milliyetçiliğinin partileşmesi ve dolayısıyla demokratik
sisteme siyasî bir organizasyon olarak da katılması Milliyetçi Hareket
Partisi'yle birlikte gerçekleşmiştir.
Millet Partisi'nden Cumhuriyet Köylü Millet Partisi'ne (CKMP) kadar
gelen parti silsilesi, Milliyetçi Hareket Partisi'nin "ön tarihini"
oluşturmaktadır. Millet Partisi, 1948 yılında Mareşal Fevzi Çakmak ve
Osman Bölükbaşı önderliğinde bir grup milliyetçi-muhafazakâr siyasî
elit tarafından kurulmuştur. Millet Partisi, iki siyasî seçeneğe
sıkıştırılmış millete üçüncü bir seçenek sunmak istemiş, fakat
ideolojik örgüsünü ve teşkilatlanmasını tamamlayamadığından milliyetçi
parti olma vasfını tam olarak kazanamamıştır. 1950 genel seçimlerinde %
3.1 oy alarak sadece Osman Bölükbaşı milletvekili seçilebilmiştir.
Demokrat Parti iktidarının, aşırı solda yaptığı tevkife bir denge
olması ve kendi siyasî geleceğini garantilemek maksadıyla Millet
Partisi'ni 1954 yılında resmen kapattırmasının ardından, bu partinin
eski kurucuları kısa bir süre sonra Osman Bölükbaşı'nın genel
başkanlığında aynı yıl Cumhuriyetçi Millet Partisi'ni kurmuşlardır.
1958 yılında Türkiye Köylü Partisi'nin iltihakı üzerine Cumhuriyetçi
Millet Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi adıyla siyasî
hayatını sürdürmeye devam etmiştir.
CKMP, 1961 genel seçimlerinde % 14 oy alarak CHP ve AP'den sonra üçüncü
parti olmuştur. 1962'de CKMP'nin ikiye bölünmesiyle Osman Bölükbaşı bu
partiden ayrılarak Millet Partisi'ni ikinci defa kurmuştur. 1965 genel
seçimlerinde ise aynı başarıyı yakalayamamış, ancak % 2.2 oy
alabilmiştir.
Milliyetçi dünya görüşünü benimsemiş siyasetçiler, Alparslan Türkeş'in
siyaset sahnesine çıktığı tarihe kadar aktif partileşme sürecini
başarıyla tamamlayamamışlardır. Milliyetçiler çeşitli siyasî partiler
içinde, sivil toplum kuruluşları etrafında ve ayrıca entelektüel
çalışmalar çerçevesinde faaliyette bulunmuşlardır. 1963'te Hindistan
sürgününden dönen Alparslan Türkeş, Türk siyasî hayatının
liberal-muhafazakâr popülizm ile materyalist-komünist jakobenizme
boğulduğunu gördükten sonra, milleti bu çıkmaz sokaktan kurtarmak için
siyasete atılmayı bir mecburiyet telakki etmiştir.
Bu maksatla 22-23 Şubat 1964'te yapılan CKMP Kongresi'nde başta Dündar
Taşer olmak üzere diğer arkadaşlarıyla birlikte bu partiye katılmış ve
kısa süre içinde partide etkin bir konuma gelerek 1965'te yapılan CKMP
Büyük Kongresi'nde Genel Başkan seçilmiştir. Yeni Genel Başkanıyla
birlikte CKMP'nin 1965'ten sonraki çalışmaları, bir program ve teşkilat
inşa etme ve benimsetme çabalarına odaklanmıştır. 1970'li yıllar ise
yeni bir ad ve imajla birlikte kendini bütün milliyetçi camiaya kabul
ettirme ve kitleselleşme sürecini ifade edecektir.
24-25 Kasım 1967 tarihindeki CKMP Kongresinde "9 Işık" olarak
tanımlanan yeni doktrin, parti teşkilatına ayrıntılı olarak tanıtılmış
ve parti programının çerçevesini belirlemiştir .
CKMP'den MHP'ye Geçiş
CKMP'nin 8-9 Şubat 1969 Olağanüstü Büyük Kongresi'nde delegelerin büyük
desteğini alan "Milliyetçi Hareket Partisi" adı kabul edilmiştir. Büyük
Kongreden sonra toplanan ilk genel idare kurulunda partinin amblemi "Üç
Hilâl" olarak kararlaştırılmış ve aynı toplantıda MHP Gençlik Kolları
için de "Hilâl içinde Kurt" amblemi benimsenmiştir.
1969 genel seçimlerine Başbuğ Alparslan Türkeş liderliğinde yeni adı,
yeni amblemi ve yeni ideolojisiyle katılan MHP, % 3 oy almış ve
Alparslan Türkeş ilk kez milletvekili seçilmiştir.
MHP, 14 Ekim 1973'teki genel seçimlerde oy oranını %3.4'e çıkararak 3
milletvekili çıkarmıştır. CHP ve MSP'nin kısa süren koalisyonunun
ardından 213 gün süren hükümet krizinden sonra 31 Mart 1975'te Süleyman
Demirel Başbakanlığında MHP'nin içinde iki bakanlıkla yer aldığı yeni
bir koalisyon hükümeti kurulmuştur. Bu koalisyon hükümetinde başbakan
yardımcılığı ve iki devlet bakanlığı ile temsil edilmiştir. MHP'nin
fikri kararlılığı ve sistemli teşkilatçılığı, Adalet Partisi ve diğer
sağ partiler dışında MHP'yi önemli bir siyasî güç haline getirmiştir.
5 Haziran 1977 milletvekili seçimlerinde MHP % 6.4 oy alarak 16
milletvekili çıkarmış ve ülke genelindeki oy oranlarına göre 4. parti
olmuştur. MHP, 21 Temmuz 1977'de yine S. Demirel Başbakanlığında
kurulan koalisyon hükümetinde 5 Bakanlıkla yer almıştır.
12 Eylül 1980 askerî müdahalesiyle demokratik süreç kesintiye uğramış
ve bütün siyasî teşekküllerin faaliyette bulunması uzun bir süre
engellenmiştir. Siyasî bir teşekkül olarak MHP'nin varlığına son
verilmek istenmiş ve Ülkücü kuruluşların dağılması için çeşitli
girişimlerde bulunulmuştur. Kurulduğu andan itibaren Türk devletinin ve
milletinin çıkarları doğrultusunda faaliyette bulunmayı temel ilke
edinmiş olan MHP, diğer partilere kıyasla daha fazla mağdur edilmiş ve
büyük zorluklarla karşılaşmıştır.
MHP, 1970'li yıllar boyunca ülkemizde millî devlet, millî kültür,
toplumsal dayanışma gibi kavram ve değerlerin öneminin kavranması ve
toplumun bütününe mâl olması yönünde çok hayatî bir görevi yerine
getirmiş, iktidarda bulunduğu dönemlerde de dürüst ve başarılı yönetim
örnekleri sergilemiştir. Ayrıca, Türk gençliğinin bölücü-yıkıcı
örgütler ve faaliyetlerin etkisi altında kalmaması, vatansever ve
idealist duyarlılıklarla yetişmesi için "siyasî okul" işlevi görmüştür .
MHP'nin Yeniden Dirilişi
Milliyetçi Hareket'in 12 Eylül 1980 müdahalesinin etkilerini atlatarak
yeniden partileşme süreci 7 Temmuz 1983'te Muhafazakâr Parti'nin
kurulmasıyla başlamıştır. Ne var ki Muhafazakâr Parti, 6 Kasım 1983'te
yapılan seçimlere Milli Güvenlik Konseyi'nin engellemeleri yüzünden
katılamamıştır.
30 Kasım 1985'te Muhafazakâr Parti'nin Birinci Kongresi yapılmış ve
Parti'nin adı değiştirilerek "Milliyetçi Çalışma Partisi" olmuştur.
Parti amblemi de değişmiş kırmızı zemin üzerinde beyaz bir hilâl ve
etrafında "9 Işık"ı temsilen 9 yıldızdan oluşan amblem kabul
edilmiştir. Kongrede tek aday olan Ali Koç genel başkan seçilmiştir.
19 Nisan 1987'te Olağanüstü Kongre yapılarak Genel Başkanlığa
Abdülkerim Doğru seçilmiş ve Devlet Bahçeli Genel Sekreter olmuştur.
6 Eylül 1987 tarihinde 12 Eylül Askeri yönetiminin getirdiği yasaklar
son bulmuş ve 4 Ekim 1987'de düzenlen ikinci Olağanüstü Kongre'de
Alpaslan Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanı seçilmiştir.
27 Kasım 1988'de yapılan MÇP Olağanüstü Kongresi'nde Alparslan Türkeş
yeniden Genel Başkanlığa seçilmiş, Devlet Bahçeli ise ikinci kez Genel
Sekreterliğe getirilmiştir. Ayrıca bu kongrede yeni parti programı
kabul edilmiştir.
MÇP, çok zor şartlar altında girdiği 29 Kasım 1987 genel seçimlerinde
%2.9 oy oranına ulaşmıştır. 26 Mart 1989'teki mahalli seçimlerde ise oy
oranı biraz daha artarak % 4.2'ye ulaşmıştır. Özellikle Orta Anadolu'da
MÇP, MHP'nin 1980 öncesi oy oranlarına yaklaşmış, MHP'nin siyasî
coğrafyasında yeniden doğmuştur.
20 Ekim 1991 genel seçimlerinde RP ve IDP ile ittifak yapılmış ve bu
ittifak % 16.9 oy almıştır. Seçimden kısa bir süre sonra ittifak
dağılmış ve Alparslan Türkeş ile birlikte 18 milletvekili 29 Aralık
1991'de MÇP 3. Olağan Kongresinde MÇP'ye katılmış ve Alparslan Türkeş
Genel Başkan olmuştur.
MÇP'den MHP'ye geçiş ise, ancak 1992 yılı sonunda başlayan gelişmelerle
birlikte mümkün hale gelmiştir. 27 Aralık 1992 günü toplanan MHP'nin
son (1980 öncesi) kurultay delegeleri, partinin feshine, isminin ve
ambleminin de MÇP tarafından kullanılabileceğine karar vermiştir.
Bu gelişme üzerine, 24 Ocak 1993 günü toplanan MÇP 4. Olağanüstü
Kongresi, MÇP'nin isminin MHP olarak değiştirilmesi ve amblem olarak da
Üç Hilâl'in kullanılmasını kararlaştırmıştır. Böylece "MHP'nin ikinci
doğuşu" gerçekleşmiştir.
20 Aralık 1995 genel seçimlerinde % 8.2 oy alan MHP, % 10'luk seçim barajını aşamadığı için milletvekili çıkaramamıştır.
4 Nisan 1997'de Ülkücülerin Başbuğu ve Türk dünyasının hamisi Alparslan Türkeş Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Yeni Yüzyılda Yeni Ufuklara
Alparslan Türkeş'in vefatından sonra 18 Mayıs 1997'de yapılan
Olağanüstü Kongre'de sonuç alınamadığı için 6 Temmuz 1997'de ikinci
Olağanüstü Kongre toplanmıştır. Bu Kongre'de Devlet Bahçeli,
delegelerin büyük bir çoğunluğunun desteğini alarak Alparslan
Türkeş'ten sonra MHP'nin ikinci Genel Başkanı olmuştur. Geçiş süreci,
13 Kasım 1997'de yapılan olağan kongre ile tamamlanmış; Devlet Bahçeli
yeniden MHP'nin genel başkanı seçilmiştir.
MHP, 18 Nisan 1999 milletvekili seçimlerinde %18 oy alarak tarihinin en
büyük başarısını elde etmiştir. Demokrasi tarihimizin en kritik
seçimlerinden biri olan bu seçimlerde Türk milleti MHP'ye büyük bir
teveccüh göstermiş ve MHP Türkiye'nin her bölgesinden, her köşesinden
oy alıp milletvekili çıkaran en yaygın parti olmuştur.
Seçimlerden güçlü çıkan bir siyasî partinin iktidarın dışında
düşünülmesinin her şeyden önce milletin tercihine saygısızlıkla aynı
anlama geleceği kabul edilmiştir. MHP, bunun için iktidara gelmek
konusunda tamamen milletin yolunu takip etmiş ve onun isteğini dikkate
alarak DSP ve ANAP ile koalisyon kurarak zor şartlar altında iktidar
sorumluluğunu paylaşmayı tercih etmiştir. MHP 12 Bakanlık alarak ikinci
büyük koalisyon ortağı olmuş ve Türkiye'nin geleceğinin şekillendiği
bir dönemde millî hassasiyetlerin iktidarda temsilini mümkün kılmıştır.
İktidara geldikten sonra 5 Kasım 2000 tarihinde 6. Olağan Büyük
Kongresi yapılmış ve bu kongre hem organizasyonuyla, hem de
mesajlarıyla Türk siyasî hayatında bir dönüm noktası olmuştur.
Kongre'de belli başlı kritik sorunlar ele alınmış ve yeni ufuklara
uzanmanın önemi ve gerekliliği vurgulanarak Türk milletinin geleceği
adına "yeni yüzyılla sözleşme" yapılmıştır.
MHP'nin bu iddiası, ülkemizin ve dünyanın geldiği bugünkü noktanın çok
yönlü bir muhasebesini yaparak, milletimizin ilgisini yeni çağın
dinamiklerine ve insanlığın ortak geleceğine yöneltme düşünce ve
çabasını yansıtmaktadır. Ayrıca bu görüşler doğrultusunda yenilenen
parti programı ve parti tüzüğü oybirliğiyle kabul edilmiştir. Aynı
Kongre'de Devlet Bahçeli delegelerin oylarının tamamını alarak Genel
Başkan seçilmiştir.
ALINTIDIR
By_Çeri- Kurultay
- Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 30/04/08
Kişi sayfası
Emsal Bar:
(100/100)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz