Allah�a inandım demek yeter mi?
1 sayfadaki 1 sayfası
Allah�a inandım demek yeter mi?
Allah�a inandım demek yeter mi?
Sual: Bir
arkadaş, (Hiçbir şey kendiliğinden olamayacağı için Allah�a inanıyorum,
ama dinlere, peygamberlere, kitaplara, ahirete inanmıyorum) diyor.
Böyle düşünen Allah�a inanmış sayılır mı?
CEVAP
O, kesinlikle Allah�a inanmıyor. Nasreddin Hocanın, (Doğduğuna inanıyorsun da, öldüğüne niye inanmıyorsun) dediği
gibi, (Ben öğrenciyim; ama öğretmene, derse, imtihana inanmam) denir
mi? Öğrenci ise, öğretmene, derse inanması gerekir. (Ben kanuna
inanırım; ama savcıya, mahkemeye inanmam) denir mi? Ortada bir kanun
varsa, bunu hazırlayanlar var, onları uygulayan mahkeme var demektir.
Samimi olarak Allahü tealaya inanıyorsa, elbette onun emir ve
yasaklarına da inanması gerekir.
İstisnalar hariç, bütün fen
adamları, bu kâinatın kendiliğinden var olmadığını, bir yaratıcısının
bulunduğunu ittifakla bildirmişlerdir. Fen ne kadar ilerlerse
ilerlesin, insanlar, bir karıncayı, bir kuşu, bir arpa tanesini
yaratamaz. Akıllı ve bilgili bir kimse, kâinata bakınca, çok intizamlı
yaratıldığını görür. Bunun kendiliğinden olmadığını anlar. Bir insan
bir alet, bir makine yapınca bunun nasıl ve nerelerde kullanılacağına
dair bir prospektüsünü [tarifesini] de yanına koyar. Yine de
anlaşılması zor ise, kullanmasını öğretecek kurslar açar. Bir makine
yanlış kullanılırsa elden çıkar. Her şeyin yaratıcısı olan cenab-ı
Allah da, insan denilen bu muazzam makineyi yaratıp başıboş
bırakmamıştır. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Sizi boş yere yarattığımızı mı sandınız?) [Müminun 115]
İnsan
denilen makinenin de, bir kullanma tarifesi vardır. Bu da Allahü
tealanın, peygamberleri vasıtasıyla gönderdiği kitaplardır. Son
Peygamber olan Muhammed aleyhisselama gönderilen kitabı ise Kur�an-ı
kerimdir. Kur�an-ı kerim çok veciz olduğu için, Peygamber efendimiz
bunu hadis-i şerifleri ile açıklamıştır. (Allaha inanıyorum) diyenin, onun gönderdiği kitaplara, peygamberlere de inanması gerekir.
Ortada
bir eser varsa, bu eseri elbette meydana getiren biri vardır. Bu eserin
nasıl kullanılacağını elbette bildirmiştir. Öldükten sonra başına
gelecekleri düşünmeyene, kendisini ebedi tehlikeye atana akıllı
denebilir mi? Kur�an-ı kerimin çok yerinde, (Düşünmüyor musunuz?) diye ikaz edilmektedir. Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Aklı olmayanın dini de yoktur.) [Tirmizi]
(Akıllı kimse, Allah�a ve Peygamberine inanan ve ibadetlerini yapandır.) [İ. Muhber]
(Aklı olan kimse iman eder.) [Beyheki]
Şu
halde ben Allah�a inanıyorum diyen akıllı kimsenin, kitaplara ve
peygamberlere de iman etmesi ve ibadetlerini yapması, haramlardan
kaçması gerekir. İmanın altı şartından birine bile inanmayan iman
sahibi olamaz. Ben sadece Allah�a inanıyorum demesi kendini aldatmaktan
başka şey değildir.
Sual: Bir
arkadaş, (Hiçbir şey kendiliğinden olamayacağı için Allah�a inanıyorum,
ama dinlere, peygamberlere, kitaplara, ahirete inanmıyorum) diyor.
Böyle düşünen Allah�a inanmış sayılır mı?
CEVAP
O, kesinlikle Allah�a inanmıyor. Nasreddin Hocanın, (Doğduğuna inanıyorsun da, öldüğüne niye inanmıyorsun) dediği
gibi, (Ben öğrenciyim; ama öğretmene, derse, imtihana inanmam) denir
mi? Öğrenci ise, öğretmene, derse inanması gerekir. (Ben kanuna
inanırım; ama savcıya, mahkemeye inanmam) denir mi? Ortada bir kanun
varsa, bunu hazırlayanlar var, onları uygulayan mahkeme var demektir.
Samimi olarak Allahü tealaya inanıyorsa, elbette onun emir ve
yasaklarına da inanması gerekir.
İstisnalar hariç, bütün fen
adamları, bu kâinatın kendiliğinden var olmadığını, bir yaratıcısının
bulunduğunu ittifakla bildirmişlerdir. Fen ne kadar ilerlerse
ilerlesin, insanlar, bir karıncayı, bir kuşu, bir arpa tanesini
yaratamaz. Akıllı ve bilgili bir kimse, kâinata bakınca, çok intizamlı
yaratıldığını görür. Bunun kendiliğinden olmadığını anlar. Bir insan
bir alet, bir makine yapınca bunun nasıl ve nerelerde kullanılacağına
dair bir prospektüsünü [tarifesini] de yanına koyar. Yine de
anlaşılması zor ise, kullanmasını öğretecek kurslar açar. Bir makine
yanlış kullanılırsa elden çıkar. Her şeyin yaratıcısı olan cenab-ı
Allah da, insan denilen bu muazzam makineyi yaratıp başıboş
bırakmamıştır. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Sizi boş yere yarattığımızı mı sandınız?) [Müminun 115]
İnsan
denilen makinenin de, bir kullanma tarifesi vardır. Bu da Allahü
tealanın, peygamberleri vasıtasıyla gönderdiği kitaplardır. Son
Peygamber olan Muhammed aleyhisselama gönderilen kitabı ise Kur�an-ı
kerimdir. Kur�an-ı kerim çok veciz olduğu için, Peygamber efendimiz
bunu hadis-i şerifleri ile açıklamıştır. (Allaha inanıyorum) diyenin, onun gönderdiği kitaplara, peygamberlere de inanması gerekir.
Ortada
bir eser varsa, bu eseri elbette meydana getiren biri vardır. Bu eserin
nasıl kullanılacağını elbette bildirmiştir. Öldükten sonra başına
gelecekleri düşünmeyene, kendisini ebedi tehlikeye atana akıllı
denebilir mi? Kur�an-ı kerimin çok yerinde, (Düşünmüyor musunuz?) diye ikaz edilmektedir. Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Aklı olmayanın dini de yoktur.) [Tirmizi]
(Akıllı kimse, Allah�a ve Peygamberine inanan ve ibadetlerini yapandır.) [İ. Muhber]
(Aklı olan kimse iman eder.) [Beyheki]
Şu
halde ben Allah�a inanıyorum diyen akıllı kimsenin, kitaplara ve
peygamberlere de iman etmesi ve ibadetlerini yapması, haramlardan
kaçması gerekir. İmanın altı şartından birine bile inanmayan iman
sahibi olamaz. Ben sadece Allah�a inanıyorum demesi kendini aldatmaktan
başka şey değildir.
By_Çeri- Kurultay
- Mesaj Sayısı : 399
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/04/08
Kişi sayfası
Emsal Bar:
(100/100)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz